Hüseyin ÇİÇEK
Mahkemeye olguları aktaran narkotik şube’de görevli polis memuru Cüneyt Arkın, zanlı F. D’nin Maraş bölgesinde şüpheli görülerek üzerinin arandığını ve ve üzerinden yarım gram ağırlığında uyuşturucu madde ile bir tane de içinde uyuştururcu kalıntısı olduğuna inanılan ucu yanmış sarma sigara bulunduğunu söyledi.
Zanlının verdiği ifadesinde uyuşturucuyu satın aldığı kişinin adını söylediğini ve uyuşturucuyu konu şahıstan 10 TL karşılığında aldığını kabul ettiğini aktaran Arkın, konu şahsın arandığını söyledi. Soruşturmanın yeni başladığına dikkat çeken Arkın, zanlının soruşturmanın selameti açısından 3 gün süre ile poliste tutuklu kalmasını talep etti. Savcı Hasan Çaltılı bu süreyi 2 gün ile sınırlandırdı.
Zanlı avukatının da itirazı olmaması üzerine Yargıç Ayşen Toroslu, zanlının 2 gün süre ile poliste tutuklu kalmasına izin ve emir verdi.
Güncelleme Tarihi: 11 Eylül 2014, 10:44
1940-80 arası doğan kuşak,, geçmişe,, sadece gençliği nedeniyle özlem duymuyor. O zaman dilimindeki, basit ama kalabalık yaşama da özlem duyuyor. Artık biliyoruz ki “çok“ zehirdir. Biz çocukken ve gençken herşey az. Yiyecek, giyecek, eşya, eğlence, seyahat, tatil bunlar az ya da yok. Özel zamanlarda, seyrek olarak elde edilebilmesi büyük mutluluk yaratırdı. Yeni elbise, sinemaya gidebilmek, demiryolu da ya da karakolunda otobüs tren farketmez(özel araba hayal bile edilemezdi) , seyahat edebilmek heyecan patlaması demekti. İnsan her manada doğaya yakın yaşardı. Küçük şeylerden mutluluk yaratırdı kendine. Onca yoksunluk ve yoksulluğa rağmen, o geçmişe özlemin nedeni bu. Sözün özü,, teknolojik gelişme insanoğluna huzur ve mutluluk getirmedi, getirmeyecek.