Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Sevim Erkmen ile beraberindeki heyeti kabul etti.
YDÜ Hastanesi Başhekimi Erkmen, görüşmede yaptığı konuşmada, hastane, tıp fakültesi ve hastanedeki çalışmalar hakkında bilgi verdi. Erkmen, YDÜ hastanesinin hem ülke insanına evinde gibi sağlık hizmeti vermek, hem de yurtdışından hastaları sağlıklarına kavuşturmak için hizmet verdiğini vurguladı. Erkmen, hastanenin şimdiye dek 120 bin hastaya sağlık hizmeti verdiğini ve bunların 15 bininin sağlık kurulu sevkiyle geldiğini söyledi. Kalp, kardiyoloji, kanser gibi hastalıklara karşı insanlara evinde gibi sağlık hizmeti verdiklerini kaydeden Erkmen, teknolojinin yakından izlendiğini ve Rum tarafında bile olmayan makineleri bünyelerinde bulundurduklarını anlattı.
Bilgi verdi
Yapay kalp, organ nakli ve diğer alanlardaki özverili çalışmaların sürdüğünü ve şimdiye dek 4 başarılı yapay kalp nakli yapıldığını kaydeden Erkmen, organ nakli için 3 vaka bulunduğunu, bunların 2’sinin hazırlandığını söyledi. Bu konuda etik ve ahlaki değerlere önem verdiklerini belirten Erkmen, YDÜ hastanesinin ülke için onur ve gurur kaynağı olduğunu, bu yüzden herkes tarafından desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Eroğlu: Çok önemli bir hastane
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da, KKTC için önemli bir hastane olan YDÜ Hastanesi’nin dünyadaki sağlık sektörünü yakından takip etmesinden ve dünya standartlarındaki altyapısından iftihar ettiklerini belirtti. Eroğlu, tıpta çalışmaların etik ve ahlaki değerlerin gözetilerek yapılmasının önemine işaret ederek, bunun dışında iş yapılmasının mümkün olmadığını, aksi halde hem hastanenin, hem de ülkenin zorda kalacağını belirtti. Başarılı çalışmalarından dolayı hastane çalışanlarını ve uzman doktor heyetini tebrik eden Eroğlu, dünyadaki gelişmeleri yakından takip edip hastanenin KKTC gibi küçük bir ülkeye sağlık alanında önemli hizmetler vermesini takdir ettiğini söyledi.
Güncelleme Tarihi: 15 Ağustos 2014, 09:27
Özellikle son yüzyıldaki anormal değişim güzel özetlenmiş. Bireyler olarak yapmamız gereken, yöneticilerden çevreyle ilgili hassasiyet göstermelerini talep etmek. Seçerken de çevreyle ilgili somut sözler vermeleri konusunda baskı yapmak.