banner564

Kıbrıs yakın takipte

  Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in, Kıbrıs’la ilgili düşüncelerini dün bir saati aşkın süre devam eden kahvaltılı toplantıda öğrenme şansımız oldu...
  Sayın Türkeş, diğer görevlerin yanı sıra Kıbrıs İşlerinden de sorumludur...
  Babası Alparslan Türkeş’in, Lefkoşa doğumlu olması nedeniyle de Kıbrıs’a karşı özel bir ilgi duyduğunu biliyoruz...
  Fakat bu özel ilgi, sorumlulukların sulandırılması anlamına gelmiyor...
  Sayın Türkeş’in, Kıbrıs İşlerinden sorumlu olması bizler için büyük bir şanstır...
  Bu şansın doğru bir şekilde değerlendirilmesi halinde KKTC’nin çok kısa bir süre içerisinde hemen tüm sorunlarını çözme şansı vardır...
  Çünkü burası 300 bin nüfuslu küçük bir ülkedir...
  Türkiye’nin bu yıl için adaya aktaracağı kaynağın miktarı da bir milyar 858 milyon liradır...
  Öngörülen mali yardım miktarına ilaveten Türkiye’den gelen öğrenci sayısının 60 binin üzerine çıkması, yılda bir milyona yakın Türk turistin gelmesi, KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durabilecek bir noktaya gelmesi için fazlasıyla yeterlidir...
  Bunun için yapılması gereken tek şey, kaynakların zamanında ve doğru bir şekilde kullanılmasıdır...
  Üzücü olan şu ki; gelmiş, geçmiş bizdeki iktidarlar; Türkiye’den sağlanan kaynakları doğru bir şekilde kullanmadılar...
  Özellikle TC kredili ihale işlerinde ‘akıl almaz dolaplar’ döndürüldü...
  Bakanın huzurunda bile ‘adam başı 200’er bin liralık rüşvet’ teklifleri yapıldı...
  Yeni binaların inşaatlarında 3-5 ay gibi kısa sürelerde ciddi sorunlar yaşandı...
  Tavanlar çöktü, merkezi ısıtma, soğutma sistemleri çalışmadı, çatılar akıttı...
  Her ihalede, normal keşif bedelinin yüzde 30 üzerinde fiyatlandırma yapıldığı geçtiğimiz haftalarda ilgililer tarafından itiraf edildi...
 
Gelen para kullanılmıyor
 
  Yaşadığımız bir başka önemli sorun ise, Türkiye’den sağlanan kredilerin zamanında kullanılmamasıdır...
  KKTC hükümetlerinin zamanında proje hazırlamaması nedeniyle, çökmüş yollar yapılamadı, hastane inşaatları, baraj yapımları ve daha birçok önemli işin yapılması geciktirildi...
  Parası 7 yıldan beri hazır olan Girne-Karşıyaka çift şerit yolun yapımı da tamamlanmadı...
  Sözü edilen yollarda süerekli kazaların yaşanması, insanların hayatlarını kaybetmesi karşısında bile harekete geçilmedi...
  Parası hazır projeler devreye sokulmadı...
  Basit mazeretlerle halkımızın ve güzel ülkemizin geleceği çalındı...
  Türkiye’nin bu noktada bizler için daha fazla yapabileceği bir şey de yoktur...
  Her isteğimize “evet” diyor ve parasını gönderiyorsa; bunun yönetimini ve doğru yönde kullanımını sağlamak zorundayız...
  Bunu yapamıyorsak, o zaman ihalelerin Türkiye’de açılması karşısında tepki gösterme veya şikayet etme hakkımız yoktur ve olamaz...
  Sayın Türkeş’in dünkü toplantıda vurguladığı gerçeklerden biri de budur...
  Anadolu halkının vergilerinden toplanan paraların bir kısmının Kıbrıs için kullanılmasına kimse karşı değildir...
  Ancak, bakan huzurunda rüşvet teklifleri yapılıyorsa, Ankara’nın da tedbir alma ve kendi halkının parasını koruma hakkı vardır...
  Sayın Türkeş, haklı olarak bu gelişmelerden sonra ihaleler konusunda önlem almak zorunda kaldıklarını söyledi...

Herkes huzurlu olsun
 
  Kıbrıslı Türkler açısından Türkiye’nin önemi tartışılamaz...
  Et-Tırnak gibi olduğumuzu da çok güzel örneklerle izah etti Sayın Türkeş...
  “Kimimiz 50 yıl önce buraya geldik, kimimiz 20 yıl önce” diyerek, Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımcılığı yapanların yanlışlığına dikkat çekti...
  Ancak en önemli mesajı garantörlükle ilgiliydi...
  Rum liderliğinin son haftalarda bilinçli bir şekilde yapmış olduğu açıklamalar hepimizi rahatsız etmişti...
  Başta Anastasiadis olmak üzere, diğer yetkililer, garantiler konusunda adım atılabilmesi için Türkiye’deki referandumun beklendiğini açıklamıştı...
  Daha sonra çok sayıda insan “Acaba Türkiye bu konuda bir esneklik göterir mi?” sorusuna yanıt aramaya başladı...
  Sayın Türkeş, dünkü açıklamasıyla tüm endişeleri bertaraf etti...
  Rum tarafına da beklediği yanıtı 16 Nisan’dan önce vermiş oldu...
  Adanın tümü üzerindeki garantörlük hakkından milim sapma olmayacağını söyledi...
  Ne 16 Nisan 2017’den sonra, ne de 2018’den sonra...
  Şimdi bu güvenceyi de aldıktan sonra yapılması gereken, herkesin kendi evini temizlemesi, kendi işine dört elle sarılması ve daha güzel bir KKTC yaratılmasıdır...
  Maddi ve manevi katkılar devam edecek...
  Hava ulaşımında yaşanan sıkıntıların ortadan kalkması halinde, Kuzey Kıbrıs, güneyle rekabet edebilecek bir duruma gelecek...
  Böylece istihdamlarda ve milli gelirde ciddi artışlar olacak...
  Bir ana evladı için her şeyin en güzelini, en iyisini istiyor...
  Türkiye’nin, KKTC halkı için düşünceleri de bundan ibarettir...
  Sayın Türkeş’in açıklamalarını ve hassasiyetini bu şekilde değerlendirmek doğru olandır...
YORUM EKLE

banner471

banner474