Günler, özellikle yoğun çalışanlar için çok hızlı geçiyor…
   Yılın ilk yarısını tamamladık, ikinci yarısındayız…
   Ülkemizde nüfusun artmasına paralel olarak araç sayısı da artıyor…
   Yollarda, trafik kurallarını bilmeyen ve uygulamayan çok sayıda yerli ve yabancı sürücü var…
   Yılın ilk 6 ayında 24 kişinin trafik kazasında hayatını kaybetmesi, çok üzücü bir durumdur…
   Kuşkusuz; bu duruma üzülerek seyirci kalınamaz…
   Biraz gerilere gidelim…  
   Devlet olmadığımız dönemde dahi sokaklarda polis devriyeleri vardı...
   İçkili bölgelerde devriye sayısı artırılırdı...
   Ana yollarda kontroller yapılır, aşırı alkollü olanlar karakola götürülürdü...
   Polisin denetim yapacağını önceden bilen vatandaşlar alkolün ölçüsünü ayarlar, yola emniyetli bir şekilde çıkardı...
   En azından sürat yapmazdı...
   Devlet olduktan sonra nüfusun artması karşısında polisin sayısında da bir miktar artış oldu...
   Ama bu artış, nüfus artışıyla orantılı değildir…
   Polis, uzunca bir süredir personel eksikliğinin giderilmesi için yetkililere yazı gönderiyor, mesaj veriyor…
   Ama talep edilen miktarda kadro sayısı artırılmıyor…
   Türkiye veya bir başka ülkede konferans vermeye giden siyasiler, çok sayıda görevliyi de yanlarında taşıyor, ciddi miktarlarda harcama yapıyorlar…
   Ama polise eleman istenince kaynak yetersizliğinden söz ediliyor…
 
Belediyeler de yardımcı olmuyor

  Kuşkusuz; trafik kazalarına karşın önlem alınmasında polis sayısını artırmak tek başına yeterli değildir…
  Binlerce insan belediyelerin kadrosunda görev yapıyor ve bütçeden önemli pay alıyor...
  Fakat mesai saati bitti mi belediye çalışanları da tatile çıkıyor...
  Dışarıda görev yapacak eleman bulunamıyor...
  Bazı belediyeler, kendi alanlarında trafik ikaz işaretlerini dahi yenilemiyor...
   Tamamen terk edilmiş bir memleket hali yaratılıyor...
   Nüfusun ve araç sayısının artması nedeniyle, adli olaylarda patlama yaşandığını ve polisin görev ve sorumluluklarının arttığını hepimiz biliyoruz...
   Onlara karşı haksızlık yapamayız...
   Ancak; herhangi bir olaydan, özellikle de trafik kazalarının meydana gelmesinden önce alınabilecek önlemler vardır...
  Ana yollarda, kentin en yoğun bölgelerinde polis denetimlerinin yapılması, alkollü sürücülerin alıkonması, cep telefonu kullanan sürücülerin doğrudan yargı önüne çıkarılması gibi icraatların yapılması halinde, kazaların önemli oranda azalacağı kesindir...

Devletin gücünü herkes hissetmeli

Küçük ülkelerde polisin denetim yaptığından haberdar edilen arkadaşlar veya akrabalar; ağır ceza alacaklarını düşünerek meyhane masalarında daha az içki tüketirler...
 Denetim yapılmaması halinde ise “Boş ver bir şey olmaz” diyerek, içki miktarını daha da artırırlar...
Son yıllarda direksiyon başında cep telefonu kullananların sayısında ciddi artışlar vardır...
Sürücülerin yarıdan fazlasının cep telefonu kullandığını iddia etmek yanlış olmaz...
Kırmızı ışık yandığı zaman durmak zorunda olduğunu düşünen sürücü neredeyse kalmadı...
Birisi kırmızıda geçti mi; ikincisi, üçüncüsü, hatta altıncısı da geçmeye devam ediyor...
Böylesi bir durumda yeşil ışıkta geçemeyenlere haksızlık yapılmıyor mu?
Kazalara davetiye çıkarılmıyor mu?
Bunları polisin bilmesi ve önlem alması gerekmiyor mu?
Dikkatsizlik ve diğer gerekçelerle bu tür ölümlü kazaları hafife alma hakkımız yoktur...
İşte o yüzden polise taze kan takviyesi yapılmalıdır…
İhtiyacı kadar personel alınarak, denetimler artırılmalı ve özellikle ölümlü kazalarda cezalar caydırıcı hale getirilmelidir…
Bir de polisin daha etkili olabilmesi için eksik malzemelerin satın alınması kaçınılmazdır…
İyi pazarlar…