Devletin iktisadi gelişmedeki rolünün ne olması gerektiği ve kamu büyüklüğünün (kamu harcamaları/GSYİH) ekonomik büyümeyi ne şekilde etkilediği uzun yıllardır tartışılan konular arasındadır. Kamu büyüklüğü ile büyüme arasındaki ilişkiyi belirlemektir. 19. yüzyılda minimal devlet anlayışı hakimken, I Dünya Savaşından sonra bilhassa 1917’deki Rus Devrimi ve 1930’daki Büyük Bunalımdan sonra kamu harcamaları ciddi ölçüde artmıştır. Günümüzde sanayileşmiş ülkelerde kamu harcamaları toplam gelirin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkelerde kamu harcamaları payının gelişmekte olan ülkelere göre daha yüksek olması, kamu harcamaları payındaki artışın kalkınmanın bir göstergesi olup olamayacağı sorusunu akla getirmektedir.
Temel kamu harcamalarının iktisadi büyümeyi pozitif yönde etkilemesi beklenir. Ancak temel fonksiyonların ötesinde kamu harcamalarının artması, büyüme üzerindeki pozitif etkinin azalmasına hatta tersine dönmesine yol açabilir.
Kamu harcamaları; ülkeyi doğru işletmelere yönelterek ve doğru işletmelerde mukayeseli üstünlük oluşturarak, altyapı hizmetlerini sağlayarak, özel yatırımları teşvik ederek, standartlar oluşturarak, kalifiye eleman temin ederek, talep yaratarak, teknolojik ilerlemeyi sağlayarak, politik istikrarı, ulusal savunmayı sağlayarak ve sosyal ahengi oluşturarak iktisadi büyümeyi olumlu yönde etkiler. Kamu sektörünün iktisadi büyüme üzerindeki bu olumlu etkileri yanında olumsuz etkileri de vardır. Kamu harcamalarındaki artış çarpıklık yaratması ve özel sektör yatırımlarını azaltması, yozlaşmaya yol açması, azalan getirilere sebep olması, piyasa şartlarına hemen uyum sağlayamaması ve düşük verimlilik nedeniyle iktisadi büyümeyi olumsuz etkileyebilir.
Ülkemizde çok kuvvetli olmamakla birlikte kamu büyüklüğü (Kamu harcamaları/GSYİH) ile büyüme arasında negatif bir ilişkinin olduğu gözlenmektedir. Yani GSYİH’dan kamu harcamalarına ayrılan pay arttıkça büyüme azalmaktadır. Bunun en önemli sebebi, kamu harcamalarındaki artışın yozlaşmaya yol açması, dolayısıyla kaynakların etkin ve verimli kullanımını engellemesidir. Kamu harcamalarındaki artış ile büyüme arasında ise, pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Yani kamu harcamalarındaki artış, özel sektör yatırımları için uygun ortam yaratarak büyümeyi hızlandırmaktadır. Sermaye birikimindeki ve işgücü stoğundaki artışın da büyümeyi olumlu yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca kamu büyüklüğündeki artış, özel yatırımları dışlama etkisi yaratarak da büyümeyi geciktirebilir.
Ekonominin büyümesinde en önemli etkenlerden biri de toplam kaynakların yatırıma dönüşme oranıdır. Kamu sektöründe veya özel sektörde sabit sermaye yatırımlarının gerçekleşmesi ekonomide mal ve hizmet üretiminde artışa neden olacağı varsayımından hareketle bu yatırımlar milli geliri artıracak ve ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacaktır. TC-KKTC Yapısal Dönüşüm Programı’nda, 2016 yılında kamu sabit yatırımlarının ve özel sabit yatırımlarının sırasıyla GSYİH’nin %3,5’i ve %15’i oranında olmak üzere toplam yatırımların %18,5’i olarak gerçekleşmesi hedeflenmiştir. Ancak, protokolün imzalanmasında yaşanan gecikmenin de etkisiyle kamu sabit sermayesinin yatırıma dönüşmesi %1,9 düzeyinde kalmıştır. Özel yatırımların GSYİH oranı ise %13,5 olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, özellikle kamu yatırımları olmak üzere toplam yatırımlar hedeflenenin uzağında gerçekleşmiştir. 2017 yılı tahminleri de kamu yatırımları için %2, özel yatırımlar için 13,7 olarak tahmin edilmektedir (DPÖ, 2018-2020 Dönemi Orta Vadeli Program,2018).
Kamu sabit yatırımları beklenenin altında gerçekleşmekle birlikte, diğer kamu harcamalarının önemli bir kısmı maaş ve maaş benzeri ödemelere gitmekte olup, bu harcamalar da büyüme üzerinde yeterince etkin olmamaktadır. Bu nedenle, Yapısal Dönüşüm Programı ve daha önceki programların temel hedeflerinden birisi, kamu yatırımları dışındaki kamu harcamalarının maaş ve maaş benzeri ödemeler yerine özel sektörü destekleyici ve kamu hizmetlerinin kalitesini artıracak harcamalara kanalize edilmesidir. 2017 yılı büyüme rakamının hedeflenenden daha iyi olması üzerinde; yatırımlarda meydana gelen artış, T.C. kaynaklarının tüm yıl boyunca kullanılması ve turizm ile yükseköğretimde yaşanan olumlu gelişmeler etkili olmuştur. 2017 yılı için GSYİH’deki sektörel gelişmelere baktığımızda kamu hizmetlerinde yaşanan daralma devam etmiş ve bu sektör dışında tüm sektörlerde büyüme sağlanmıştır. 2017 yılında büyümeyi sürükleyen sektörler %22,4 büyüme ile Turizm, %10,6 ile İnşaat, %6,9 ile Ulaştırma ve Haberleşme sektörü olmuştur. Bir önceki yıla göre ithalatta %14,2 artışa rağmen İthalat Vergilerinde %0,5 büyüme sağlanmıştır.
Kamu hizmetlerinin GSYİH içerisindeki payı 2010 yılında %21 iken, bu tarihten itibaren giderek azalmış (2014 yılı hariç) ve 2017 yılında %15,1 ile en düşük seviyesine inmiştir. 2017 yılında inşaat, ticaret, turizm ve serbest mesleğin payı artarken ulaştırma ve haberleşme, mali sektör, konut ve ithalat vergilerinin payı azalmıştır. 2017’de serbest meslek %15,7 ile GSYİH içerisinde en yüksek payı almıştır. Kamu hizmetleri ise %15,1 ile incelenen dönemde ilk defa ikinci sıraya yerleşmiştir.( http://kei.gov.tr/media/1814/2017-kktc-ekonom%C4%B0-durum-raporu.pdf).
Kamu harcamalarının ekonomik büyümeye etkisi
- 22 Kasım 2018, 09:25
- 662
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi