Mevcut gerçekler nedeniyle, iki halkın da en fazla çıkarına olan tek çözüm seçeneği yan yana iki devlet modeldir.
Bu çözüm seçeneği dışında yapılacak herhangi bir anlaşma, Londra ve Zürih anlaşması gibi geçici olacak ve Rumlar tarafından sıçrama tahtası olarak kullanılacak.
KKTC’de halkımızın ezici çoğunluğunun, yan yana iki kesimli devletten yana olduğu inkar edilemeyen bir gerçektir.
Hükümetin ve Meclisteki milletvekillerinin de çoğunluğu, iki devletli çözüm seçeneğini benimsemektedir. Halen KKTC meclisinde iki devletli çözüme karşı olanlar 1/ 3 oranındadır.
 İki devletli çözüme karşı olanlar, gerçek gerekçelerinin ne olduğunu halka açıklamazlar. Fakat bir çok kişi gibi ben de; ideolojik saplantıları, dayanaksız Türkiye fobileri, Kıbrıslı kimliğini  tercih etmeleri nedeniyle, her koşulda Rum’la birleşmek istedikleri inancındayım. 
Buna rağmen halkın tepkisi ile karşılaşmamak ve Türkiye karşısında da zor durumda kalmaktan çekinmeleri nedeniyle, gerçek niyet ve düşüncelerini gizlemektedirler.
Halkımızın marjinal kesimi ise, sosyal paylaşım sitelerinde, genellikle Türkiye’nin etkisi altında olmamak gerekçesi ile iki devletli çözüme karşı olduklarını açıklamaktadır.
Bazı birleşme yanlıları ise, sözde adanın bütününü vatan kabul ettikleri gerekçesi ile birleşmede ısrarlı olduklarını ileri sürerler. 
Bazıları ise, sanki çok umurlarındaymış gibi  Yunanistan’ın Kıbrıs’ın güneyinden de Türkiye’yi abluka altına alacağını ileri sürerek birleşmeyi savunur.
Bazıları ise iki devletli çözümün imkansız olduğunu ve bu nedenle de üzerinde durulmaması gerektiğini savunuyor.
Aslında daha önce denenmiş ve başarılı olmadığı kanıtlanmış, birleşik ve bir nevi federal çözümde ısrar etmek, haklı görülemez.
 Ayrıca yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen birleşme ve federasyon zeminindeki müzakerelerden olumlu sonuç alınamaması, başka seçeneklerin gündeme taşınmasını gerektirmektedir.
Hele,2004 referandumunun kabul edilmemesinden sonra tekrar birleşme zemininde müzakerelere devam edilmesi tarihe mal olacak bir yanlıştır.
Çünkü Rumların niyetinin adanın geriye kalan kuzey kısmini da ele geçirmek olduğu açık bir şekilde biliniyor.
Zaten müzakerelerde Rumların aldıkları korkunç ve uzun vadede ENOSİS’in önünü açabilecek ödünlere rağmen anlaşmak için, Türk ordusunun ayrılmasını ve garanti hakkından vazgeçilmesini de istemesi, olası anlaşmayı sıçrama tahtası olarak kullanmak niyetinde olduğunu gösterir.
Bu nedenle Kıbrıs’ta gerçekten kalıcı, risksiz, her iki tarafın da barış ve huzur içinde yaşamasını sağlayabilecek tek çözüm seçeneği yan yana iki devletli seçenektir. 
İki devletli çözümden sonra; iki taraf arasında üstünlük kurmak, rekabet, toprak kazanmak yarışı olmayacak. Kendi bölgelerinde birbirlerinin işine karışmadan aralarında yapıcı ve samimi işbirliği kurulabilecek. Aralarında artık  alacak verecek sorunu olmayacağı için, anavatanları da dostça ilişkiler içinde olacak.
Kişisel görüşüme  göre, referandum yapılması durumunda halkımızın % 80 gibi ezici çoğunluğu, iki devletli çözüm seçeneğini destekleyecektir. 
Bu nedenle iki devletli çözüm seçeneği yerine, halkımıza Rum’la birleşme dayatılmamalı.