banner564

İstedikleri uzlaşı değildir

  Kıbrıslı Türklerin lideri Mustafa Akıncı ile adada görüşen Rumların lideri Nikos Anastasiadis, New York’a gittiği zaman birlikte kahve içmeyi dahi kabul etmiyor...
  Hatta Birleşmiş Milletler binasında Akıncı ile yüz yüze gelmek istemiyor...
   Neden mi?..
   Yurt dışına ‘Devlet Başkanı’ sıfatıyla gittiğini ve Akıncı ile görüşmesi halinde o sıfatın aşağılara düşürüleceğini bizzat kendisi söylüyor...
   “Olmaz, ben bir devlet başkanı olarak gittiğim bir ülkede toplum lideri ile görüşemem” diyor...
   Ne büyük bir kapris değil mi?..
   New York’ta sergilediği bu çirkinliği kısa sürede unutuverdik...
   Sıra Davos’a geldi...
   Kıbrıs sorununu bitirerek Noble ödülü kazanmak için çırpınan Birleşmiş Milletler temsilcisi Eide, iki toplum lideri ile 3 garantör ülke liderini Davos’ta buluşturmak istedi...
   Hatta bu konuda cesaretli davranarak açıklama yaptı...
   Kıbrıslı Türklerin lideri Akıncı buna olumlu yaklaştı...
   Ankara reddetmedi...
   Ama Rum lideri “ne 5’li, ne tekli bir görüşme olamaz”dedi...
   Peki neden?..
   Çözüm istemiyor da ondan...
   Böylesi bir toplantıda tüm konularda uzlaşı sağlanması halinde, Ulusal Konsey’e, özellikle de Kiliseye danışmadan imza atma yetkisi olmadığı için...
   Ulusal Konsey ve Kilise izin vermediği sürece, Anastasiadis veya bir başka Rum lideri, Kıbrıslı Türklerle ‘siyasi eşitliğe’ dayalı ve ‘iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyona’ imza atamaz...
   Rumların hedefi bu değildir...
   Rumlar, 1960 anlaşmalarını ‘büyük bir hata’ olarak görmeye devam ediyor...
   Ve ikinci bir hata yapmak istemiyor...
Ana hedefleri çözüm değildir
   Onların hedefi, dış baskılarla ve içte terör olaylarıyla Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak Türk askerinin adadan çekilmesini sağlamaktır...
   Askerin çekilmesi halinde, burada Kıbrıslı Türklerle federasyon anlaşması yapmalarına gerek yoktur...
   Asker çekildiği anda, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliği kuzeye yayılmış olacak...
   Rum polisi ve Muhafız Ordusu askerleri, kuzeydeki Rum mülklerinde oturanları kovacak...
   Yüzlerce, binlerce kişiye dava okunacak...
   Rum mülkü kullanan hemen herkes suçlu sandalyesine oturtulacak...
   Bankaların, üniversitelerin faaliyetleri yasaklanacak...
   Tek egemenlik, tek yönetim ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ hükümetinde olacak...
   İstedikleri, hedefledikleri çözüm şekli budur...
   Bunca yıl direnmelerinin sebebi budur...
   Müzakere masasında çözüm yanlısı mesajlar vermek tamamen zaman kazanmaya yöneliktir...
   Türk tarafını masa etrafında tutarak zaman kazanırken, diğer yandan doğal gaz ve askeri hedefler konusunda stratejik anlaşmalar yapmasının nedeni budur...
   Gözümüzün içine sokarak yaptıkları karşısında bizdekilerin hala ‘yarın çözüm olacakmış gibi’ hayal aleminde yüzmeleri üzücüdür...
   Artık hayalden kurtulup, gerçeklere bakmalıyız...
   Güçlü bir KKTC yaratmak için seferberlik ilan etmeliyiz...
  Cumhurbaşkanı Akıncı, Davos’un bir cezası olarak Anastasiadis ile müzakerelere 3 ay süre ile ara vermeli ve tepkisini bu şekilde dünyaya göstermelidir...
   Müzakerelere 3 ay ara vermek, dünyanın sonu değildir...
   Bu süre zarfında Bakanlar Kurulu’na başkanlık ederek, KKTC’nin güçlenmesi için gerekli kararlar alınmalı ve yürürlüğe konmalıdır...
   Güçlü bir KKTC, kalıcı bir çözüm için şarttır...
YORUM EKLE
YORUMLAR
Aytaç Ali BAKLACI
Aytaç Ali BAKLACI - 9 yıl Önce

bizim toplum olarak ezikliğimizin yansıması liderlerimizde ve yöneticilerimizde mevcuttur. bu halimizden kurtulmadığımız sürece herhangi bir alanda onurlu bir şekilde başarıya ulaşmamız imkansızdır. i̇şte bu yüzden ne yapacağını bilmez ve plansızız... ve kendimiz dışında herkesten bir beklentimiz var... bunun tek sebebi var... toplumsal ve dolaylı olarak da oluşan ezik ve silik halimiz... ne yaptığımızı gerçekten algıladığımızda dirilip bu yoz dünyayla savaşabilme yetisine sahip olacağız.

banner608

banner473