Kapıyı vurup giden Anastasiadis’ti...
Masayı terk eden de Akıncı...
Akıncı; o kapıdan çıkarken Eide’nin gözlerine bakarak şöyle demişti:
“Söyle kendine ya Enosis kararından geri adım atılır, ya da masa bozulur...”
Bunca zaman ‘çözüm için çalışan’ ve gece, gündüz hayalinde ‘Nobel Ödülünü’ canlandıran Eide, Akıncı’nın bu sert çıkışı karşısında donup kalmıştı...
Titremekten sesi kesilmişti...
Anastasiadis de öyle bir korkuya kapıldı ki; partisinin şimdiki başkanı Averof Neofitu’yu saraya çağırıp talimatını verdi:
“O yasa değişecek...”
Averof’un işi kolay değildi...
Rum okullarında Enosis’i kutlama yetkisini Meclis’ten alıp, Eğitim Bakanlığı’na vermeliydi...
Sonunda AKEL Lideri Kiprianu ile bir süreliğine de olsa flörtü kabul ederek ileri adım attı...
ELAM’ın kılıcına yumrukla vurarak, o kararın değişmesini sağlayacak yasa önerisini hazırlayıp meclise sundu...
Meclis genel kurulunun dünkü toplantısında ELAM’cılar bağırdı, çözümcüler geri adım atmadı...
Sonunda o yasa değişti...
Bizde bayram havası
Bizim tarafta bir sevinç bir sevinç sormayın...
İşte biz adama böyle yaparız!..
Tükürdüklerini onlara yalatırız...
Şimdi ne Enosis kaldı, ne de Elam korkusu!..
Öyleyse arş yiğitler masayı kurmaya...
Peki ne zaman?..
Aceleye gerek yok...
11 Nisan’da buluşup, sarılma...
16 Nisan’da referandum...
Sonrasında ver elini Cenevre...
Buzların üstünde dansı başaramadılar...
Bari şimdi buzlar erirken başarsınlar...
Yurdumun üstünde barış şarkıları söylensin...
Artık korkuya gerek yok...
Yeni filmin adı:Cesaret!..
Nasıl olsa Enosis öldü, Elam Meclis’te tokat yedi!..
Öyleyse ileri!..