Devlet planlama örgütünün en güncel olan Ekim 2015 dönemi anket sonuçlarına göre ülkemizdeki işsiz sayısı 9 043 kişi, işsizlik oranı ise % 7,4’dür. Aşağıdaki grafiklerden görüleceği üzere bu oran gelişmiş ülkelere ait oranların üzerinde seyrederken Avrupa Birliği ortalaması ve Türkiye’ye ait oranların altında kalmaktadır. AB ortalamasının nispeten yüksek olma sebebi ise 2008 sub-prime krizini müteakiben meydana gelen küresel finansal krizlerdir. Bu bağlamda Yunanistan, Güney Kıbrıs (RoC), İspanya ve Portekiz gibi ülkelerdeki yatırımların durma noktasında gelmesi, likidite sıkıntısı yaşaması, piyasada tahsilat sıkıntısının tavan yapması, şirket iflasları, kamu ve özel şirketlerin küçülmesi ve benzeri faktörlerle artan işsizlik seviyesi Avrupa Birliği işsilik ortalamasına olumsuz yönde tesir etmiştir.
KKTC genelinde istihdam edilenlerin % 31,1’ini lise ve dengi okul mezunları oluşturmaktadır. Bunu % 28,3 ile fakülte veya yüksekokul, % 21,7 ile ilkokul , % 11,4 ile orta veya dengi okul mezunları izlemektedir. Dolayısı ile her düzey eğitim aşamasında gençlerimizin ülke şartlarımızı ve koşullarını bilir şekilde hazırlanması, doğru hedefe varma ve alanında kalifiye düzeyde iş kariyeri planlama açısından önemli rol oynayacaktır. Lakin bizim jenerasyon ve önceki jenerasyonlardan birçok kişi eğitim alanlarını popüler ve itibarlı bölümler yada akademik müfredat kolaylığı bulunan bölümler üzerinde kişisel ve ülke kabiliyetlerini göz ardı ederek seçme yönüne gitmişti. Haliyle eğitim kariyerinin tamamlanmasına müteakip olarak iş arayan birçok kişi eğitim alanından farklı dallarda görev almaya başladı. O kadar okuduk veya okuttuk ama bölümüyle ilgili iş yok şikayetlerinide toplum olarak arkadaşımızdan, dostumuzdan, akrabamızdan, ailemizden epey dinledik. Bu açıdan ülkemizin sektörlerini, yatırım alanlarını ve istihdam alanlarını tanımamız ve takip etmemiz gelecek nesillerin eğitim ve iş kariyerleri bakımından son derece önem arz etmektedir. Sermaye sahibi girişimciler ülkede olmayan alanlara yatırım yapmayı ve/veya yeni sektör piyasası yaratmayı hedefleyebilirler. Ancak bu model kariyer planı değil iş planına girer ki zira bu tamamen ayrı bir sahanın ve ayrı bir yazının konusudur…
İstihdam alanlarımızı inceleyelim. Devlet planlama örgütünün en güncel olan Ekim 2015 dönemi anket verilerine göre toplam istihdam içinde tarım sektörünün payı % 4,1, sanayi sektörünün payı % 10,2, inşaat sektörünün payı % 7,5 ve hizmetler sektörünün payının da % 78,2 olduğu görülmektedir. Dolayısı ile 4 ana temel sektör içerisinde en yüksek ihtiyaç bulunan çalışma alanı hizmet sektörüdür. Ülkemizdeki hizmet sektörü alanlarını eğitim, sağlık, bankacılık & finans, sigortacılık, serbest meslek, iletişim, turizm (otel ve restoranlar) gibi yan dallara ayırıp, sınıflandırabiliriz. Böylelikle genç nesil orta ve yüksek öğrenime başlayacağında eğitim alanını belirlerken ülke gerçeklerini ve şartlarını göz ardı etmemeli ve iş faaliyeti bulunan alanlar üzerine yoğunlaşmalıdır. Kamu istihdamının toplam istihdam içerisindeki payı ise % 28,6 oranında belirlenmiştir. Böylelikle işe girenlerin neredeyse üçte bir kısmının devlette istihdam edildiği görülmektedir. Kamu alanında istihdam edilme şartlarının ise eğitiminize subjektif bakıldığı yani ne bildiğinizden çok kimi bildiğinizin daha çok önemi olduğu halk arasında inkar edilmeyen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hal böyleyken kamu alanında tıp ve benzeri spesifik teknik eğitim dalları dışında kalan eğitim alanı faktörü kariyerinizi pekte engellememektedir. Ancak diğer türlü durumlarda ada ekonomisinin oluşturduğu iş alanlarındaki yüksek istihdam ağırlığının hizmet sektörüyle devam edeceği tahmin edilmektedir. Keza Güney Kıbrıs ekonomisinin de sektörel dağılımı aynı benzer yapıyı taşımaktadır.
Unutmayın, torpilsizseniz, torpil sizsiniz... Herkese iyi şanslar dilerim…