banner564

İşimize geldiği gibi

  Apartman katları yükselince toplumun bir kesiminden, özellikle de ‘çevre uzmanlarından’ tepkiler başlıyor:
  “Yapamazsınız, olamaz, engelleyin...”
  Diğer kesim ise yüksek katlı binaların ülke için faydalı olduğunu belirterek, izin verilmesini onaylıyor…
  Ama, olası bir felaket durumunda itfaiyenin ‘yüksek katlara’ çıkacak merdiveni bulunmuyor…
  Hemen herkes ülke ekonomisinin kötü olduğunu söylüyor…
  Bunun düzelmesi için ülkenin yeni yatırımlara ihtiyaç duyduğunu ise kabul etmiyor… 
  Yatırımcı geldiğinde koro halinde karşı çıkıyorlar...
  “Memleket yağmalandı, sahiller elden gitti” diye tepki gösteriyorlar...
  Yararlı projelerin onayını geciktiriyorlar...
  Güneye geçtiklerinde ise temiz ve yeşil çevreyi görünce mutlu oluyorlar...
  Oradaki yüksek binaları ve ezici bir çoğunluğu yabancılara ait olan yatırımları da görmezden geliyorlar…
  Kuzeyde çevre temizliğine önem vermek yerine istihdam patlaması yaratarak ülkeyi çöplüğe çevirenlere destek veriyorlar...
  Güneydeki alış-veriş merkezlerinde vakit geçirmekten keyif aldıklarını söylüyorlar...
  Alış-veriş merkezlerinin Mısırlı, Lübnanlı, İsrailli iş adamları tarafından yapıldığını sorgulamıyorlar...
  Kuzeyde benzeri bir projeden söz edilmesi durumunda “Buna da el attılar, bizi bitiriyorlar” diyerek koro halinde saldırıya geçiyorlar...
  Güneyde ‘içme suyu ile’ yetiştirilen sebzeleri satın alırken, bunu ‘sağlıklı yaşamın bir gereği’ olarak görüyorlar...
  Yalan mı?..
  Kuzeyde çok sayıda bölgemizde kuyu suyu kullanılmasını görmezden geliyor, Anamur suyunu maliyetin 3-4 kat daha pahalı satıyorlar...

Lağım kuyularıyla yaşamaya devam

  Kuzeyde bir de neyi görmüyorlar bilir misiniz?..
  Lağım kuyularını...
  Bugünkü çağda hala ülkenin büyük bir bölümünde kanalizasyon bağlantısı yoktur...
  Başkent Lefkoşa’daki konutların önemli bir kısmı kanalizasyona bağlanmış değildir...
  Kuyulara akıtılan dışkılar, toprağın üzerine çıkmış, pis kokular etrafı zehirliyor; fakat bunu kimse görmüyor, kimse sorgulamıyor...
  Bankada yüklü hesabı bulunanlar dahi “Nasıl olsa kuyu çekiyor” diyerek, evinden, ana boruya iki metrelik bir bağlantı yapmıyor...
  Dışkı üzerinde yaşamaya devam ediyor...
  Hiç kimse de bunu sorgulamıyor...
  Bu yanlışı yasal önlemlerle düzeltme yönüne gitmiyor...
  Kanser patlamasındaki bu gerçeği gündeme taşımıyor...

Anlaşılır gibi değil

  Memlekette artık her şey yalan bir siyaset anlayışının üzerine oturmuş...
  Kamuda, özelde, insan ilişkilerinde, hatta ailevi meselelerde yalan üzerine kurulmuş bir yaşam biçimi yer etmiş...
  Yanlışa “doğru” diyeceksiniz…
  Kötünün ‘iyi olduğunu’ söyleyeceksiniz…
  Eskiden bazı kesimler ‘Ricayla yaşam düzenine’ karşı mücadeleden söz ediyordu...
  Şimdi herkes bu ‘yalan düzene’ ayak uydurmuş vaziyette...
  Bunun sonu hayırlı olabilir mi?..
  Siz söyleyin olabilir mi?.. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nury
Hasan Nury - 11 ay Önce

Altyapımızı Çevremizi Doğamızı gerçekten düşünen mi var ! Ganimet düzeni ile Rum toprakları üzerinde kurduğumuz KKTCde Depremde Yıkılacak Binaları Yangınlarda Yanacakları ve Lağım Suları ile Yaşanmayı gerçekten düşunenimiz mi var !Çalıştıramadığımiz TMK topuzunun Başımıza düşmeden Rum Mülklerini yağmalayıp Satmak varken çok geç olmadan Torbayı niye doldurup gitmeyelim ki ? Gelecek olmayan KKTCde zamanın aleyhimize işlediğini bilmeyenimiz mi kaldı yani ! Batırıp talan ettiğimiz KKTCnin bu haliyle kırk yıl daha gidebileceğine aklı başında kim inanır ki ? Bugün fırsat varken Rum Mülklerini Satıp gitmek varken Yangınları Depremleri veya Çevreyi niye düşünelim ki ?? Bugün KKTCyi getirdiğimiz noktada Gemisini Kurtaran Kaptan değilse şayet Nedir Yani !!

banner471

banner474