Kıbrıs’ın kuzey kısmı bir zamanlar, güneyinden daha güzel, daha bakir, daha temiz bir yerdi...
Kuzeyin sahil şeridi daha geniş, tarihi eserleri daha fazladır...
Turistlerin ziyaret edebileceği belli başlı bölgeler arasında Bellapais Manastırı, Girne Antik Limanı ve kalesi, Lefkoşa’nın Selimiye Camisi, Gazimağusa’nın Lala Mustafa Paşa Camisi, Otello kalesi, Salamis Harabeleri vardır...
Ne var ki; bunların büyük bir kısmı son 41 yıldan bu yana tamirat yüzü görmedi...
Tarihi eserlerin korunmasına ilişkin projeler yapılmadı...
Rum tarafının aleyhimizde yürüttüğü propagandaya karşın; tedbir alınması yönünde hiç kimse harekete geçmedi...
Özellikle Girne Antik Limanı, artık KKTC yönetimine isyan eder hale geldi...
Kimse bu yöndeki uyarılarımızı hafife almasın...
Tarih bizlere karşı isyan ediyor...
“Ey insanlar, yöneteceğiniz iddiasıyla ele geçirdiğiniz bu eserleri birer birer yok ediyor ve insanlık suçu işliyorsunuz” diyor...
Kimin umurunda...
Bu ülkede o kadar çok suç işleniyor ki; artık hiç kimse bunları umursamıyor...
Yetki karmaşası
Yabancı ziyaretçilerin hakarete varan tepkilerini dahi duyan olmuyor...
Bizimkiler kendi aralarında sadece yetki karmaşasıyla vakit geçiriyor...
Sen misin, ben miyim?..
Sen yapamazsın, ben yaparım...
Tam bir komedi tiyatrosu...
Ve bu tiyatro devam ederken, antik limandaki sorunlar daha da artıyor...
Yürüyüş yolunun çöktüğünü, mendireğin tehlike yarattığını, yatların bulunduğu bölgenin dahi çöplüğe dönüştüğünü gören yabancı ziyaretçiler “Kendi bindiğiniz dalı kesiyorsunuz” diyerek, tepki gösterirken, yetki çatışmasını sonlandırmayanlar, önlem alamıyor...
Fazla söze gerek yok...
Son 41 yılda devletin yönetiminde olan hemen her şeyi berbat ettik...
Tarihi eserleri, doğal güzellikleri, yolları, dereleri, pınarları, ovaları, dağları kirlettik, çöplüğe çevirdik...
Uluslararası platformlarda savunabileceğimiz hiçbir şey kalmadı...
Uyanmak ve basit sorunları olsun çözmek için harekete geçmeyenlere “yeter artık” diyoruz...
Yeter, yeter...