banner564

İnsan hayatı önemlidir

   Kıbrıslı Türkler ve Rumlar; 1963 yılından itibaren önemli kayıplara uğradı...
   Çok sayıda insan hayatını ve mülkünü kaybetti...
   Dramatik gelişmeler nedeniyle binlerce insan psikolojik sorunlar yaşadı...
   Küçük bir adada iki toplum 51 yıldan beri ‘düşmanlık tohumları ile’ beslendi...
   Buna karşın, Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu, geçmişin üzerine sünger çekip, yeni bir sayfa açılmasına gönülden destek verdi...
   Binlerce insan, sınır kapılarını aşarak, güneydeki köy ve kentleri ziyaret edip, Kıbrıslı Rumlarla yakın ilişki içine girmeye çalıştı...
   Alış-verişlerin arkası hiç kesilmedi...
   Fakat; Kıbrıslı Rumlar aynı karşılığı göstermedi...
   Tam tersi başta kilisenin ve fanatik örgütlerin desteği ile Türk düşmanlığı körüklendi...
   EOKA-B adlı tedhiş örgütünün yerine ELAM adlı terör örgütü kuruldu...
   Ve bu terör örgütünün siyasallaşmasına izin verildi...
  
Irkçılık suç kabul edilmiyor
   Ne var ki; Avrupa Birliği gözlerini kapamış, güneydeki gelişmeleri görmezden geliyor...
   Irkçılığın yayılmasına arka çıkıyor...
   Rum liderliğini uyarma gereği duymuyor...
   AKEL lideri Andros Kiprianu, kısa bir süre önce Rum Başsavcısı’na kabarık bir dosya sunmuş ve ELAM’ın, eski Rum askeri kampında silahlı eğitim yaptığını belgelerle ortaya koymuş, bunun Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarına ve AB normlarına aykırı olduğunu bildirmişti...
   Peki ne oldu?..
   Başsavcı, dosyayı inceledikten sonra AKEL liderine yanıt verdi:
   “Haklısınız, belgeler ortada suç olduğunu kanıtlıyor... Ama bu defalık bağışlıyorum...”
   Niye bağışlıyorsun?..
   Çünkü; ELAM’cılar “biz bu eğitimi Türklere karşı yapıyoruz?” diyor...
   Başsavcı da onları bağışlıyor...
   Olacak şey mi Allah aşkına?..
   Bu nasıl bir insanlık?..
   Bu nasıl bir Avrupa?..
Yolları kesiyorlar
   Devam edelim...
   Güneyde yaşayan bir gazetecinin geçtiğimiz hafta içinde anlattıklarını sizlere aktarmak istiyorum...
   Fanatik APOEL kulübü önünde barikat kuran faşistler, yoldan geçen araçları bir bir durdurarak şu soruyu sormuş:
   “İçinizde Elen olmayan var mı?..”
   Elen olduğu halde, aracın arka koltuğunda oturan iki küçük çocuğun korkudan ağlamaya başladığını söyleyen bir Rum kadın buna isyan ederek, Rum TV’lerinin canlı yayınlarına katılarak yaşananları anlatmış ve “bu ülke nereye gidiyor?” diye sormuş...
   Aslında sorunun ana muhatabı, Rum Yönetiminden daha çok AB’dir...
   Çünkü Rum Yönetimi, ırkçılığın artmasının ana sorumlusudur...
   Silahlı faaliyetleri yasaklamayan ve cezalandırmayan bir anlayışın, bu tür olayların önüne geçmesini bekleyemezsiniz...
   Ama Avrupa ne yapıyor, onu merak ediyorsunuz...
   Avrupa aslında, Rum-Yunan ikisininin yalan propagandasına esir olmuş durumda...
   Kıbrıs’ın zaman içinde ‘Rum egemenliğine’ geçmesini isteyenlere arka çıkıyor...
   Bu çok tehlikeli ve ürkütücü bir siyasettir...
   Kıbrıslı Türklerin iyi niyetli düşüncelerine ve barış arzularına vurulan en ağır darbedir...
   Adanın yeniden bütünleşmesini engelleyici bir durumdur...
   Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin, bu yaklaşım karşısında öncelikli hedefleri KKTC’yi güçlendirmek olmalıdır...
   Güçlü bir KKTC için hasta ekonomi ve hasta siyaset yeniden masaya yatırılmalı, doğru yol bulunmalıdır...
YORUM EKLE

banner471

banner474