banner564

İnsan hakları mı dediniz?

  Kuzey Kıbrıs’ta ‘demokratik hak ve özgürlüklerin’ benzeri, dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur…
  Dünyanın hiçbir ülkesinde sabah 8.00’de karar verip, 15 dakika sonra kamu kuruluşunda greve gidemezsiniz…
  Sözde çalışanın haklarını korurken, işverenin haklarını yerle bir edemezsiniz…
  Kuzey Kıbrıs’ta ‘Avrupalı yaşam için çırpınan’ büyük bir kitle vardır…
  Annan Planı referandumunda yüzde 65’i aşan “evet”in izahı, Avrupa ile bütünleşmedir…
  Fakat Avrupa’da yasak olan her şey KKTC’de vardır…
  Sövme, saldırı ve iftira kültüründe dünyanın bir numarasıyız…
  Siyaseti yozlaştırmada, basitleştirmede ve verimsizleştirmede üstümüze yoktur…
  Herhangi bir zenginliğimiz olmadığı halde cesurca borçlanmada müthiş başarılıyız…
  Devlet kefaletiyle batmış KTHY’nin ve Toprak Ürünleri’nin hesaplarına milyarın üzerinde para aktaran bu fakir devletçik, hala borçlanma yöntemiyle popülist yönetim anlayışını sürdürüyor…
  Ülke ekonomisinin lokomotifi turizm ve eğitim sektörü büyük ölçüde çökmüş olduğu halde, bugün oldu kamu kesimine yönelik 13’üncü maaşlarda ısrar edilmesini anlayabilen ve onaylayabilen bir tek ekonomi uzmanı bulabilir misiniz?..
  Elbette bulamazsınız…

Boyunlar bıçağın altında

  Güney Kıbrıs, Coronavirüs salgını sonrasında Avrupa Birliği’nden bir milyar 200 milyon Euro dolayında destek aldığı halde, iç borçlanmaya da gitmek zorunda kaldı…
  Böylece, özelde çalışan insanlara da ‘kapalı dönemde’ maaş dağıttı…
  Rum halkının yarısı, salgın sürecinde gelir kaybına uğramadı…
  Fakat; alınan önlemler bir yerde sonlandırıldı ve Haziran ayının ilk yarısından itibaren turizm faaliyetlerine start verildi…
  Rum Maliye Bakanı; ikinci bir salgın dalgasının gelmesi halinde, ilkinde olduğu gibi herkese mali yardım yapabilecek durumda olmadıklarını belirterek, izlenecek yöntemi gayet cesurca açıkladı…
  Yöntem, gerekli önlemleri alarak dışa açılmaktır…
  Nitekim öyle yaptılar…
  İlk etapta 30 ülkenin vatandaşlarından ‘sağlık sertifikası’ dahi istemediler…
  PCR testi veya başka bir şart koymadılar…
  Turizmde en büyük pazar İngiltere olduğu için, 15 Temmuz’dan itibaren bu ülke vatandaşlarına yönelik yasaklama kararını kaldırmayı planlıyorlar…
  “İki tarafı da keskin bıçak” demekle birlikte, boyunlarını bu bıçağın altına sokacaklarını söylüyorlar…

Ya bizdeki durum?

  Bir de parasız, pulsuz, borç batağındaki ülkemize bakalım…
  Gemi ile Girne’ye gelen bir kadın ‘ateşinin olduğunu’ söyledi diye, Meclis çatısı altında Corona taşıyıcısı ilan edildi…
  Anında sosyal medyada linç hareketi başladı…
  Kadın vatandaş olduğu halde, Türkiye’den gelen turist olarak nitelendirildi…
  Meclis’in bir günü bu saçma tartışmalarla geçti…
  Bazıları hükümetin istifasını istedi…
  Ve 3 saat sonra, söz konusu kadında yapılan testin negatif çıktığı açıklandı…
  İşte burası böyle bir ülke…
  Burada ne yatırım olur, ne turizm, ne eğitim ne de sağlıklı bir yaşam…
  Aklı olan bizden uzak olur…
  Aklı olan komedi tiyatrosunu uzaktan seyreder…
  Bataklığın içinde gömülenleri seyrederken “iyi ki kurtuldum” diyerek Allahına şükreder…

YORUM EKLE

banner608

banner473