Mart ayında gündemde olan 5’li konferans öncesi Pandemi ve ekonomik kriz içinde endişelerle doluyuz. Toplumsal dikkat bu iki nokta üzerinde yoğunlaştı. Ancak Kıbrıs sorunu da fokurduyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı Sayın Dominic Raab ziyarette bulundu. Ancak konu bizde Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın ondan Oxford aşısı istediği noktasına indirgendi. Toplumun Pandemiye karşı olan duyarlılığı mı buna neden oldu? Yoksa bu duyarlılıktan medet umarak onun söylediklerini örtmek isteyen manipülasyon ustalarının marifeti mi?
Bir kere Sayın Raab, usta İngiliz diplomasi dili ile ilk kez önemli bir vurgu ile kendilerini tanımladı. “BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olan bir Garantörüz” dedi.
Yani Garantör olduğunu, üstelik diğer iki Garantör olan Türkiye ve Yunanistan’dan farklı olarak, BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olduğunu da vurgulayarak ada ile ilgili konumunu ortaya koydu. İngiliz siyasi sözcülerinin ağzından Garantör ülke oldukları vurgusunu uzun zamandan sonra üstelik diğer konumuna dönük vurgu ile birlikte işittim. 3 Garantör ülkeden yalnız Yunanistan Garantör olduğunu dile getirmiyor. Bakın göreceksiniz onlara da buna vurgu yapacaklar.
Sayın Raab bu söylediklerinden sonra şunu da açıkça ifade etti. “Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünün kalıcı ve sağlam bir şekilde son bulmasını istiyoruz” dedi. Yani klasik olan bölünmeye karşı olmak ifadesi ile yetinmedi ve “kalıcı ve sağlam” gibi ifadelerle güçlendirilmiş vurgu ile bunu yaptı. Peki bunu 5’li konferans öncesi niye yaptı? Çünkü bizden 5’li konferans öncesi iki ayrı devlet vurgusu ile yapılan açıklamalar var ya. Garantör ülke olduğunu ifade ederek Garantörlüğün adanın Toprak Bütünlüğüne ve Anayasal düzeni korumak olduğunu bize ustaca hatırlattı. Diğer tarafa da BMGK 5 daimi üyesi olduğunu ve siyasi eşitliğin BM Parametreleri ve BMGK kararı olduğunu bu şekilde hatırlattı.
Ama BMGK ve Garantör ülke olma konumunu yalnız bize dönük ifade etmiyor. Aynı zamanda Türkiye, Yunanistan ve Güneye de dönük olarak bu ifadesine ek olarak söylediği şu sözlerle bunu yapıyor. “Çözüm aynı zamanda bölge için büyük kazançları beraberinde getirecektir” diyerek; Doğu Akdeniz’de attıkları tek yanlı adımlarla çözüm atmosferini zehirleyen Güneyin bağnazlarına ve Yunanistan’a, kazanç için Kıbrıs’ta çözüm gerekir mesajını veriyor. Türkiye’ye de, Doğu Akdeniz’de kazanç için çözüm gerekir mesajını veriyor.
Kısacası Sayın Raab’ın mesajları Kuzeyde ayrı devlet söylemlerine ve Güneye de, çözümsüzlüğe oynayarak, 1964 statükosundan fayda umanlara dönük mesajlarla yüklüdür. Hele Sayın Raab’ın “Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünün kalıcı ve sağlam bir şekilde son bulmasını istiyoruz” ifadesi, Kuzeyde, Brexit sonrası İngiltere ile iki ayrı devlet vurgusu üzerinden ticari ve siyasi ilişki hayali sunan belli odakların gıklarını dahi çıkartmadıkları bir nokta oldu.
Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu da son Kıbrıs ziyaretinde “Siyasi eşitlik olmazsa egemen eşitlik” ifadesini kullandı. Siyasi eşitlik olgusunun hangi çözüm şeklinin olmazsa olmaz ilkesi olduğu çok nettir. Bu mesajla Sayın Çavuşoğlu Federal çözüm noktasında siyasi eşitliğe dönük ayak sürçen Güneyin bağnazlarına çok ciddi bir uyarı yapmış oldu. İngiltere Dışişleri Bakanı Sayın Raab da Garantör ülke BMGK daimi üyeliği vurgusunu yaparak hem toprak bütünlüğü ilkesine hem de BMGK’nin kararlarında yer alan siyasi eşitlik ilkesini herkese hatırlattı.
NATO kapsamında gerçekleşen Türkiye- Yunanistan görüşmeleri olumludur. Kıbrıs’ta da çözüme dönük gelişme ilerlerse buna çok büyük katkı olacaktır. Pandeminin ve ekonomik krizin hem aşısı hem de ilacı barış ve halkların demokratik ilişkisidir. Bu aşıya ve ilaca üç ülkenin halklarının ihtiyacı var.
İngiltere Dışişleri Bakanı
- 08 Şubat 2021, 09:51
- 346
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Turkish power - 4 yıl Önce
Ne ingilizi hem işgale emperyalizme karşıyız diyorsunuz hem de ingiliz işgaline alkış tutuyorsunuz kibrista bunların uslerinin olması işgal değil mi yeni düzenci kafalar
Mustafa Ziba Makinist - 4 yıl Önce
Binlerce mil öteden ne geyiği bu bitti ingiliz emperyalizmi 2 kaçılırım işle ne yapaxaksin