Yeni bir yüzyılın ilk çeyreğinde, insanlığın ihtiyaçlarını karşılamak için Dünya’nın limitlerinin fazlasıyla zorlandığı ve gelecekteki yaşamı sürdürmek için de yeniden iyileştirilmeye çalışılan bir zaman diliminden geçiyoruz. Sürdürülebilirlik kavramı birçok disiplinler tarafından kullanılmaktadır. Her disiplin kendi içinde sürdürülebilirlik için farklı tanımlamalar yapsa da, günümüzdeki sosyal ve ekonomik yapılanmaların sürdürülebilir olmadığının konusunda hemen hemen herkes hemfikirdir.
Sürdürülebilir bir kent yaşantısı oluşturabilmemin temel yapı taşı bilgiye ulaşmaktır. Günümüzde gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde bilgiye ulaşmak, bilgiyi yönetmek kolaylaşmıştır. Elde edilen veri kaynakları ile değişik içerikli bilgi sistemlerine dayalı karar destek süreçleri sosyal, ekonomik ve kültürel eşgüdümlü bir çalışma için zemin hazırlamaktadır. Avrupa Birliği, kamu kurumlarının bilişimi ve coğrafi veri altyapılarını ve ilgili verilerin yeniden düzenlenmesi altyapı çalışmalarını tamamlamıştır. Buna paralel Türkiye Cumhuriyeti’de, idari yapının planlanması, harita, altyapı ve üstyapıya ilişkin faaliyetleri yürüterek Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemlerini (UCBS) kurmuştur.
Mekânsal düşünmek ve mekâna bağlı kararlar almak insanlığın doğasında olan temel bir faaliyettir. Basit bir anlatımla, günlük yaşantımızda nereye gideceğimiz, nasıl gideceğimiz ve gideceğimiz yerle ilgili bilgilere ihtiyaç duyarız. Coğrafi bilgi teknolojileri, bizlere ihtiyaç duyulan bilgiyi sunarken, çevre özelliklerinin anlaşılmasını da kolaylaştırmaktadır. Buna bağlı olarak fiziksel tasarım ve planlamaların sağlıklı şekilde yapılması sürecinde de CBS son derece büyük bir katkı sağlamaktadır.
Coğrafi Bilgi Sisteminin kurulumu zor olmamakla birlikte, en basit anlamı ile yapılması gerekenler;
İdari birimler arasında koordinasyon sağlanması, yasal altyapının hazırlanması, veri erişim altyapısını oluşturulması, verilerin standardizasyonu ve coğrafi verilerin hazırlanmasından ibarettir. Fakat tüm bunların başında siyasi misyon ve vizyon gerekmektedir.
Çözüme odaklandığımız şu günlerde, Cenevre’de olup bitenlerden şimdilik pek de haberimiz olmuyor. Fakat yaşadığımız coğrafyada sorunlar yumağı yaşantımızın her alanında büyümektedir. Toplumsal yapımızın yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu düzenlemelerin yapılabilmesi için çözümsüzlük engel değildir. Siyasi irade ortaya konularak, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşantımızı sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması, toplumsal sorunlarımızın çözümünü de sağlayacaktır. Ayrıca sürdürülebilir bir yapının oluşturulması, çözüm sonrası iki toplum arasında oluşabilecek birçok uyumsuzluğu da en az indirgeyecektir. Sürdürülebilir bir yapı oluşturmanın ilk basamağı ise Coğrafi Bilgi Sistemlerinin oluşturulmasından geçmektedir. Etkin bir CBS yapısının oluşturulması yaşadığımız coğrafyanın gelişmesine ve kalkınmasına da bir başarı hikâyesi olacağı inancındayım. Herkese iyi bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar…