Yasemin Kumral’ın “Girne’den yol bağladık, Anadolu’ya” adlı unutulmaz bir şarkısı vardır!..
Geçmiş yıllarda, özellikle de milli günlerde Bayrak Radyosu’nun görevi sık sık bu şarkıyı tekrarlamaktı...
Şarkıda Girne’den, Anadolu’ya yol bağlandığından söz edilir...
Ne var ki; gerçek anlamda bu yolu bağlayacak adımlar atılmadı...
Meslek hayatımda yüzden fazla yazı ve haber ile, Girne-Alanya, Girne-Mersin ve Girne-Antalya arasında, güneyde ve başka ülkelerde olduğu gibi doğru dürüst ‘yolcu gemilerinin’ çalıştırılması gerektiğine dikkat çektim...
Bir aralar, Sosyal Sigorta Dairesi’nin yöneticileri de ‘gemi arama’ turuna çıkmışlardı...
Uzmanlık alanlarına girmemesine karşın, bir yığın harcama ile birkaç ülkeyi ziyaret etmişlerdi...
Sonuç: sıfıra sıfır...
Özel sektör kar edemedi
Devletin ‘deniz işletmeciliği’ yapmasını önermiyoruz...
Ancak; özel iki şirket de Girne-Taşucu arasında sadece küçük gemiler çalıştırabildi...
Karlı bir işletme olmadığını düşünerek, daha büyük feribot alımına gidemediler...
Ama, bir şekilde, bir yol bularak, Girne’den, sadece Taşucu’na değil, Mersin, Alanya ve Antalya’ya yönelik feribot seferlerinin başlatılması Kuzey Kıbrıs turizmi açısından çok önemli ve gereklidir...
Türkiye’den ‘memur maaşları’ için değil, bu tür hayati konularda kredi desteği istenmelidir...
Gemi taşımacılığı konusunda Güney Kıbrıs’a baktığımızda gerçekten üzülüyoruz...
Limasol ile Yunan adaları arasında çalışan 2 tane lüks feribor vardır...
Bunlar, savaş öncesi haftada bir gün de Lazkiye’ye gidiyorlardı...
Bunun dışında Mısır’a ve Beyrut’a yönelik seferler vardır...
Kıbrıslı Rumlara ait ‘Louise’ ve ‘Salamis’ gemileri, Limasol-Rodos ve Marmaris arasında mekik dokuyor...
Gelecek haftadan itibaren İsrail’in Hayfa limanı ile Larnaka arasında kruz seferleri başlayacak...
Haftada iki kez düzenlenecek kruz seferlerinin Rum turizmine büyük katkı sağlayacağı belirtiliyor...
Ve hava ulaşımı
Rum tarafı, ağır ekonomik krizden çıkabilmek için özellikle turizm alanında ciddi adımlar atıyor...
Larnaka Havaalanı’nın yeterince yoğun olması nedeniyle, Baf Havaalanı ile yakın Avrupa ülkeleri arasında ucuz charter seferler düzenleniyor...
Bu sayede orta direk Macar, Bulgar, Romen ve Ukranyalı turistler Baf’a taşınarak, turizme canlılık getiriliyor...
Baf’ta birçok otel kepenk indirmekten kurtuluyor...
Demek ki; bizim Anavatan Türkiye’den iki önemli beklentimiz var...
Birincisi, dünyanın saygın havayollarından biri olan THY’nin, Londra’ya ilaveten İtalya, İran ve Lübnan gibi ülkelerden Kıbrıs’a, Adana veya Antalya üzerinden aktarmasız seferler düzenlemesi...
Sadece iki uçağın bu amaçla kullandırılması Türk Hava Yolları’nın bilançosuna zarar yazdırmaz...
Ama Kuzey Kıbrıs’ı şaha kaldırır...
İkinci yardım ise; Girne’yi, Anadolu’ya bağlayacak kruz seferleri konusunda yardım ve teşvik...
Bu yol açılırsa, sadece turizm açısından değil, siyasi açıdan da faydası büyük olur...
Bir daha ‘ekonomik ambargonun’ arkasına saklanmayız!..
Zincirler kırılmış olur!..