Güney Kıbrıs’ta, kuzeyden daha iyi çalışan bir devlet mekanizması vardır…
Sadece dış ilişkilerde değil, iç konularda mükemmel işleyen bir istihbarat, paylaşım ve strateji belirleme teşkilatlarının olduğunu biliyoruz...
Son zamanlarda bir de Savunma Konseyi kurdular…
Tapu dairemizde gerçekleştirilen alım-satım işlemlerinden haberdar olduklarını söyleyen İçişleri eski bakanları, “Kuzeyde bir santimlik toprak değişimi olduğunda haberimiz oluyor” demişti…
Bu itiraf; kuzeyden her türlü bilgiyi alabildiklerini ortaya koyuyor…
Bunun dışında siyasilerimizin demeçleri, gazetelerimizde yazılanlar ve TV’lerde söylenenler inceleniyor, yararlanmaları gerekenleri değerlendirirken, diğerlerini arşivliyorlar...
Kuzey Kıbrıs’a İsrail’den, Lübnan’dan ve diğer ülkelerden turist geldiğine ilişkin haberler sonrasında, bunu önlemek için en etkin girişimleri başlatıyorlar...
Kıbrıslı Türklerle temas gereği duyulduğu zaman, bunu kimlerle ve ne şekilde yapacaklarını planlayıp, gerekli kişileri ve kurumları görevlendiriyorlar...
Onlarda Enformasyon Dairesi çok iyi çalışıyor...
Bizde Enformasyon’a ilaveten bir de Tanıtma Dairesi vardır...
Bu dairelerin faaliyetlerini güney ile kıyaslamak mümkün değildir…
‘Devletime ihanet edemem’
Güney Kıbrıs’tan alış-veriş yapanlar bilecekler...
Bir adet çöp kovası aldığınız zaman bile “Ben bunu kuzeye götüreceğim fatura gerekmez” deseniz de size mutlaka fatura keserler...
Israr ederseniz “Ben devletimi kazıklayamam” derler...
O faturada yüzde 16, hatta bazılarında yüzde 18 KDV vardır...
Ayrıca Rum Milli Muhafız Ordusu Fonu vardır...
Bir de kendimize bakalım...
Faturasız mal almaya ve KDV’den kurtulmaya bayılıyoruz...
Kazancımız iyi olursa, 20 yaşındaki çocuğumuza BMW, Mercedes ya da Jeep hediye etmek isteriz...
Nereden baksanız 80 ile 200 bin Euro arasında bir serveti harcayabiliyoruz...
Sıra devlete vergi ödemeye gelince yılda sadece 5-6 bin TL veren işadamlarımız vardır...
İktidarda olanlarla ilişkiler iyi ise ‘zarar beyan’ ediyorlar...
Ne yazık ki; bilinen bu gerçekler karşısında etkili önlemler alamıyoruz…
Ondan sonra TV ekranlarında, Meclis’te veya halk toplantılarında yolsuzluk-suistimal olaylarından ve günü geldiği zaman hesap sormaktan söz ediyoruz...
Sorabilir miyiz?..
Kimler sorabilir?..
Yazık, günah değil mi?..
Rumların caddelerini, alış-veriş merkezlerini kıskanıyoruz da devlete karşı sorumluluklarından, dayanışma anlayışlarından neden dersler çıkartamıyoruz?..
Bazı kesimleri korumak için mi?..
Yoksa alışkanlıklarımızın değişmesi korkusundan mı?..
Her şeyin bir yanıtı olmalı…
Yıllardır gelişen Teknolojiden geri kalmış Dünyadan Kopmuş KKTCdeki Tabii ki Cep Telefonlarında Konuşulanlar Yazılanlar ile KKTCnin Bilgisayarlarındeki Yazışmalar ve Bilgileri İngilizler Amerikanlar ve Güney Kıbrıs biliyordur ! Niye Sürpriz olalım ki ! KKTCdeki her karış Toprağın net bir Şekilde Görülüp İzlenebidiğini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil Bizden başka bilmeyen mi var yani ? Haziran Ayındaki Masaya gelecek olan ve Yıllardır Yok saydığımız elimize verilen TMK’nun Çalışmadığını gerçekten Bizden Başka Bilmeyen mi kaldı acaba ? Yılların Kötü Siyaseti ve Düzeni ile Yağmalayıp Koçanlayıp Sattığımız bizim olmayan Mülkleri Yanımıza Brakacaklarını düşünüyor isek Çok yanılıyoruz ! 74 Yılındaki Haklı olan Kıbrıslı Türklerin Bugün Haksızlıklarla Yüzleşmesi acı verici olup geleceğimizi Kararmaktadır ! Bugüne kadar KKTC dediğimiz bu Ülkede yaptıklarımızın Yanımıza kalacağını düşünenlerimiz Her Geçen Gün Aleyhimize geçen Zamanı net bir Şekilde görmelidirler ,
“ Her Güzel Şeyin Bir Sonu Olduğunu Unutmayalım !!