banner564

İki eski, bir yeni yazı

 Bugün sizlere Eylül ayında yayınlanan iki eski yazımı aktarıp, üçüncüsünü de en sonuna ekleyeceğim...
 Üçüncü yazının sonunda Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’ya bir çağrım olacak...
 Umarım gereğini yapar...

 *****
         
Kabul edilemez bir durum   - ( 8 Eylül 2017-Son Durum )
  
 Güney Kıbrıs’taki Politis gazetesi, önceki gün ‘ırkçı kesimleri kızdıran’ bir haber yayımladı...
 İsmini açıklamadığı bir Türk vatandaşının bisikletiyle yanlışlık sonucu Ledra Palace barikatından güneye geçtiğini ve Rum polisinin bunu sonradan fark ederek peşine düştüğünü vurguladı...
 Ayrıca Rum tarafında faaliyet gösteren ve ‘Eşitlik, Destek, Irkçılık Karşıtı Hareket’ anlamına gelen KİSA adlı örgütün konuyla ilgili açıklamasını aktardı...
 Bu açıklamanın özetinde, Rum polisinin, sınırı yanlışlıkla geçen Türk vatandaşına yönelik kötü davranışları vurgulanıyor...
 Tekme, tokat baygınlık geçiren 60 yaşındaki adamı kuzeye iade etmek yerine, Yunanistan üzerinden Türkiye’ye gönderileceğini belirterek, bu durumu eleştiriyor...
 Bisikletiyle güneye geçen Türk vatandaşının Rum polisince dövüldüğünü gösteren bir de fotoğraf yayınlıyor...
 KKTC yetkililerinin, bu olay karşısında sert tepki göstermesini beklerken, dün yerel bir gazetemizde ‘İki Toplumlu Suç ve Suçlara İlişkin Teknik Komite’nin Eş Başkanı Hakkı Celal Önen’in ilginç bir açıklaması ile karşılaştık...
 Türk tarafının temsilcisi olan Sayın Önen, Rum polisinin yaptığı ahlaksız davranışı eleştirmek yerine, Rum gazetesini yalanlıyor ve iddiaların gerçekleri yansıtmadığını belirtiyor...
 Eski bir savcı olan Avukat Hakkı Celal Önen, konuyla ilgili araştırma yaptıklarını iddia ederek, sözkonusu şahsın 31 Ağustos günü damadıyla birlikte Ledra Palace Kapısından bisikletiyle güneye geçmek istediğini, Rum polisinin damadın geçisine izin verirken, emekli albay olan 60 yaşındaki şahsa Kıbrıslı Türk olmadığı gerekçesiyle izin vermediğini iddia ediyor...
 Ve devam ediyor:
 “Rum polisinin uyarısına rağmen, isminin ilk harflerinin M.S. olan bu şahıs bisikletini sürerek yoluna devam etti. Polis ekipleri peşine düşerek onu Baf Kapısı yakınlarında tespit edip, gözaltına almak isterken, direndiği için de zor kullandı...” 
 Devam ediyor...
 Mahkemeye çıkarılan M.S. için ilk etapta tutukluluk emri alınmış...
 Sonra teminat maksadıyla yeniden mahkemeye çıkarılmış ama Rum yargıç M.S.’ye ceza vermemiş...
 İsteseymiş, yasa dışı bir limandan giriş yaptığı ve polisin ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle ceza uygulayabilirmiş...
 Ne iyi yargıç!..
 Türk’e karşı bu kadar iyi niyetli bir yargıcın olması çok sevindirici!..

Peki M.S. ne demiş?..
 
 Şimdi meselenin diğer bölümüne geçelim...
 Yani, Rum polisinin geçişine izin verdiği damat olayına...
 Polis kayıtlarında adı geçen Mustafa Macit’in telefon numarasını bularak dün kendisini bizzat aradım...
 KKTC vatandaşı olmadığını ve Rum tarafına da geçmediğini söyledi...
 Ayrıca “Ben damat, filan da değilim” dedi...
 ‘İki Toplumlu Suç ve Suçlara İlişkin Teknik Komite’nin Eş Başkanı olan Hakkı Celal Önen, bir hukuk adamı olarak ‘damat olmayan’ bu şahıs ve M.S. ile neden görüşmemiş?..
 Görüşmüşse, dünkü açıklamasında ondan dinlediklerini neden anlatmamış?..
 KKTC’yi temsilen o komitede görev yapan bir hukuk adamının Rum gazetesinin yayınını ve KİSA’yı dahi yalanlayarak, Rum polisinin iddialarına dayalı açıklama yapması ne kadar gerçekçi?..
 KKTC polisinin bu konudaki raporları ne diyor?..
 Güneyde insanlık dışı bir saldırıya uğrayan ve tam ismi Mehmet Sapmaz olan 60 yaşındaki adamın yerlerde sürüklenerek, tekme, tokat saldırıya uğramasını, KKTC yetkililerinin de görmezden, duymazdan gelmesi dikkat çekicidir...
 Böylesi bir durum, kendi kendimizi içten vurma anlamına gelmiyorsa, ne anlama geldiğini de okurların takdirine bırakıyorum... 
 
**********
 
Utanç verici bir durum  -   
(10 Eylül 2017-Son Durum)
 
  Güney Kıbrıs’ta 5 tane günlük gazete vardır...
  Bunların 2 tanesi parti organı, 2 tanesi kilisenin ve faşist EDEK ile DİKO’nun kontrolünde...
  Bir tanesi de bağımsız...
  Yüksek tirajlı Fileleftheros gazetesinin çizgisi kilise ve EDEK ile aynı doğrultudadır...
  Bir zamanlar köşe verdiği Kıbrıslı bir Türk yazar, adanın bölünmesinde iki tarafın da suçlu olduğunu ima eden bir yazı yazdığı için kendisine kapıyı göstermişlerdi...
  “Sen bizde yazamazsın...”
 Politis gazetesi tiraj sıralamasında ikincidir...
 Yaklaşık 10 gün önce, 60 yaşındaki bir Türk vatandaşının yanlışlık sonucunda Ledra Palace Sınır Kapısından güneye geçtiğini bu gazete yazmış ve KİSA adlı örgütün Rum polisini suçlayan açıklamalarını yayınlama cesareti göstermişti...
  Habere göre; 60 yaşındaki Türk vatandaşı güneye geçtikten sonra kendisine yapılan uyarı üzerine Rum polis barikatına geri dönmüştü...
  Buna karşın Rum polisince dayaktan geçirilmiş, yerlerde süründürülmüş ve acı içinde kıvrılırken bayılmıştı...
  Politis gazetesinin bu haberi sonrasında KKTC’nin yetkili makamları Birleşmiş Milletler nezdinde girişim yapmalı, Türk vatandaşının serbest bırakılmasını talep etmeli ve insanlık dışı dayak olayını protesto etmeliydi...
  Dışişleri Bakanlığı bunu 2 gün gecikmeli ve cılız bir sesle yaptı...
  Arkasını da getirmedi...
  Ancak bu tür konularda esas sorumluluk ‘İki Toplumlu Suç ve Suçlara İlişkin Teknik Komite’nin Eş Başkanı olan Hakkı Celal Önen’e aittir...
  Önen’in ne yaptığını iki gün önce yazmıştım...
  Rum polisinin yalan savunmasına dayanarak bir yerel gazetemize yanıltıcı açıklamalarda bulunmuş ve neredeyse dayak yiyen adamı suçlu ilan etmişti...
  Bir hukuk adamı olarak dayak yiyen Mehmet Sapmaz ile konuşmadan konu hakkında yargıya varması ve Rum polisini savunur hale gelmesi gerçekten ilginçtir...
  Yaptığı bu kabul edilemez hataya rağmen halen görevine devam etmesi ve Cumhurbaşkanlığı tarafından orada tutulması bir başka üzücü durumdur...

Savunmasız ve tehlikeli bir konumdayız  
 
  İçinde bulunduğumuz durumu tahlil edebilmek için müthiş bir olaya tanıklık ediyoruz...
  İki toplumlu suçlar konusunda KKTC’nin görevlendirdiği şahıs, tek yanlı bilgiye dayanarak, ırkçı saldırıya uğrayan Türk’ü suçlar konuma geliyor; ancak 2 tane Rum gazetesi ve güneyde örgütlü
KİSA işin peşini bırakmıyor...
  Hatta Politis gazetesine bir de fotoğraf servis ediliyor...
  Foroğrafa bakanlar, 60 yaşındaki adamın nasıl bir saldırıya uğradığını anlamakta zorlanmazlar...
  Rum polisi bugüne kadar Türklere yönelik saldırılardan bir tanesini dahi cezalandırmadı...
  Gözler önünde yaşananları, hatta Mehmet Ali Talat’a yönelik saldırıyı dahi cezasız bıraktı...
  İki toplumlu olaylarda Rum polisi ve Rum mahkemesinin önceliği suçlu olsa bile kendi insanlarını korumaktır...
  Irkçılığa, şiddete karşı ceza uygulamakmış...
  Avrupa değerleriymiş...
  İnsan haklarıymış...
  Bunlar sadece lafta kalıyor...
  Türk-Rum meselesi olduğunda, suçlu olan Rumlar, polisin ve yargının koruması altındadır...
  Bizim tarafın görevlendirdiği ‘Unite Cyprus Now’ üyesi emekli savcı ise tek yanlı bilgiye dayanarak Türk’ü mahkum edebilecek kadar ‘barış kahramanıdır...’
  Müthiş bir skandal...
  Dünkü Haravgi gazetesine göre, Rum polisinin dayak olayını bağımsız bir polis memuru incelemeye devam ediyor...
  Hazırlayacağı raporu önümüzdeki günlerde polis müdürlüğüne sunacağı, daha sonra Başsavcı’ya iletileceği belirtiliyor...
  Bundan sonuç çıkar mı?..
  Çok zor...
  İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a saldıran, korumasının yüzüne topuzla vurarak yara açanlar dahi cezalandırılmadı...
  Kaldı ki bu kez ‘Kıbrıslı olmayan’ bir Türk söz konusu...  
  Ve ‘Kıbrıslı Türk’ olan teknik komite üyesi tarafından dahi suçlanıyor...
  Sonuçta gerçekleri kabullenmeleri çok zor...
  Yine de bekleyip göreceğiz...
  Cumhurbaşkanı’nın, iki toplumlu komiteye atadığı ‘Eş Başkanın’ ne yapacağını da izleyeceğiz...
  Bu mesele burada kapanmayacak...
  
***************
 
 Şimdi ne yapacaksınız Sayın Akıncı?
 
  Şimdi Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’ya seslenmek istiyorum...
  Türklere yönelik Rum saldırıları karşısında maalesef gerektiği şekilde tepki göstermiyorsunuz...
  Ancak ‘İki Toplumlu Suç ve Suçlara İlişkin Teknik Komite’nin Eş Başkanı Hakkı Celal Önen’in, bir Türk vatandaşına karşı şiddet kullanan ve 60 yaşındaki o insanı yerlerde süründüren Rum polisini savunması karşısında yapacaklarınız önemlidir...
  Rum Başsavcısı’nın atadığı Rum soruşturma memuru, yaşanan bu olayda temsilciniz Hakkı Önen’in iddia ettiği gibi dayak yiyen Türkü suçlamadı...
  Tam tersi Rum polisinin saldırganlığını tespit ederek, konuyu mahkemeye havale etti...
  Sözkonusu Rum polisin mahkemede hapislik veya ağır para cezası alması bizler için ‘sürpriz’ olur...
  Ancak; hiç olmazsa hukuk dairesince Rum polisin suçlu sandalyesine oturtulması sevindiricidir...
  Ve bu durum ne yazık ki; iki toplumlu suç komitesinde görev yapan temsilcinizin büyük yanılgısını, ve hatasını gözler önüne seriyor...
  Gerekli araştırmaları yapmadan mağdur insanı suçlu gibi gösterdiğini ve Rum polisinin avukatı gibi davrandığını kanıtlıyor...
  Olası bir çözüm durumunda böylesi bir Kıbrıs Türk temsilcisi olduğunu düşünmek dahi istemiyoruz...
  O zaman halimiz duman olur...
  Saldıran Rum polisi aklanır, dayak yiyen Türk suçlanır ve ceza alır...
  Evet Sayın Akıncı...
  Temsilcinizle ilgili kararınızı bekliyoruz...
YORUM EKLE

banner471

banner474