banner564

İcraat zamanı

  Güney Kıbrıs, bankaların batması nedeniyle ekonomik açıdan ciddi sıkıntılar yaşadı...
  Halkın tamamına yakını, bankalardaki mevduatlarının önemli bir kısmını kaybetti...
  Yüzlerce şirketin kapısına kilit vuruldu...
  Ekonomik kriz öncesinde, yani 2002’de işsizlik oranı yüzde 3 iken, bu yılın Şubat ayında yüzde 14’ün üzerinde hesaplandı...
  Rum hükümeti, bankaların batması sonrasında ticarette yaşanan kayıpları telafi edebilmek için turizme ve buna bağlı olarak tarıma daha çok destek vermeye başladı...
  Larnaka Havaalanı’na alternatif olan Baf Havaalanı’nda vergileri çok alt seviyeye indirdi...
  Böylece ulusal havayolu şirketlerinin yanı sıra ‘düşük maliyetli’ özel havayolu şirketlerinin adaya sefer düzenlemesini başlatmış oldu...
  Sebze ve meyve yetiştirmek isterseniz önce tohumu tarlaya ekersiniz...
  Sonra gübresini ve suyunu verirsiniz...
  Zamanı gelince ürünü toplar yersiniz...
  Turizm de böyle bir şeydir...
  Birilerinin otel yapmasını teşvik edeceksiniz...
  Otel yapanlara tüm altyapı hizmetlerini götüreceksiniz...
  Bu otelleri dolduracak turistin gelmesi için ulaşım olanakları geliştireceksiniz...
  Gelenleri memnun etmek için ülkenizi temiz tutacak, kaliteli hizmetler vereceksiniz...

Yeni yatırımlar 
 
  Rum tarafı tüm bu saydıklarımızı iyi beceriyor...
  Sadece turistik kentleri değil, küçük köyleri dahi temiz tutuyor, farklı mimari projelerle buraları yaşanacak yerler haline getiriyor...
  Binlerce yabancının güneydeki köylerde ev satın almasının temelinde özendiricilik vardır...
  Başka ne yapıyor?..
  Yabancı yatırımcıları ülkeye çekebilmek için sürekli girişimlerde bulunuyor ve cazip teklifler sunuyor...
  Rum lideri Anastasiadis; Avrupalı yatırımcılardan daha çok, Mısır, Kuveyt, Lübnan ve Katarlı yatırımcıların peşine düştü...
  Özellikle Mısır’la ilişkileri çok geliştirdi...
  Doğal gaz anlaşması yaptığı bu ülkenin zenginlerine yatırım teşvikleri sundu...
  Sonunda sadece bir tanesi 220 milyon Euro’luk yeni yat limanı projesine talip oldu...
  Üç yıl içinde Ayia Napa bölgesinde 600 yat kapasiteli bir marina yapılacak...
  Marina çevresinde beş yıldızlı bir otel, barlar, lokantalar, villalar ve daireler olacak...
  Böylesi bir projenin meyvelerini bir günde toplayamazsınız...
  Ancak, faaliyete geçilmesinden 3-4 yıl sonra turizmdeki yükselişi gördükçe ülkeniz adına gurur duymaya başlarsınız...
  
Kıskandıran rakamlar
 
  Güney Kıbrıs’ın turizmdeki başarılarının nedenlerini sıraladıktan sonra, turizmdeki rakamlara geçelim...
  Geçtiğimiz yıl içinde 3 milyon 200 bin turist ağırladılar...
  Turizmden 2 milyar 300 milyon Euro gelir sağladılar...
  Kuzey Kıbrıs’ı geçtiğimiz yıl içinde ziyaret eden yabancıların sayısı 200 bin civarında kaldı...
  Bunların önemli bir kısmını da yabancı öğrenciler oluşturuyor...
  Ambargoların yanı sıra Türk Hava Yolları’nın, bazı Avrupa ve Arap ülkeleriyle KKTC arasında aktarmasız seferler düzenlememesi nedeniyle yabancı turizm sayısında hayal edilen artışlar yaşanamıyor...
  Otellerin ayakta durmasını genellikle Türk turistler sağlıyor...
  Öyleyse KKTC hükümetleri, turizmin gelişmesi için Ankara ile görüşmeler yapmalı, Türk hükümetinin desteğini talep etmeli ve THY’nin adaya daha çok turist taşımasının önü açılmalıdır...
  Bunun için sadece seferlerin artırılması da yeterli değildir...
  Düşük ücret politikasıyla, adanın kuzeyi, güneyle rekabet edebilecek duruma getirilmelidir...
  KKTC hükümetleri ve belediyeleri de kendi evlerini temizlemek için bir seferberlik ruhuyla çalışmalıdır...
  Girne ve Lefkoşa bugünkü perişanlıktan kurtarılmalı, tarihi eserlerin bakım ve onarımı yapılmalıdır...
  Ülkemizin yeni bir heyecana ihtiyacı vardır...
  Popülizmi bir kenara bırakıp, çalışmalı ve başarmalıyız...
 
  
YORUM EKLE

banner471

banner473