banner564

Hükümetlerimize acımaya başladım: hangimize destek olacaklarını şaşırıyorlar!

Bir yurttaş olarak aydınlanmaya ihtiyacım var: Yıllardan beri tartışılan et sorununun çözüm yolu olarak kim ne öneriyor?
Hayvancılar bugün Lefkoşa’nın altını üstüne getireceklermiş… Anladığım kadarıyla onlar, KKTC halkı biz ne üretirsek onu yiyecekler demek istiyorlar. Ucuz veya pahalı; iyi veya kötü; sağlıklı veya değil… Onları ilgilendirmiyor… Onlar üretecek, önümüze koyacaklar biz de yiyeceğiz. Haksız da değiller doğrusu… Benim ailem de öyleydi; hayvancı dediğin mandıra çocuğudur… Mandıradan iyi anlar… Bizi de bir mandıraya kapatıp istedikleri gibi sağma hakkı istiyorlar.
Kasaplar iyi bir şey yapıp kafa kaldırdılar: Biz hayvancıların kölesi değiliz; et fiyatlarının sorumlusu da biz değiliz… Bize karkas et ithal izni verin, kesilmiş hayvanları bütün olarak ithal edelim, parçalayıp işleyelim müşterilerimize satalım… Verdikleri mesaj sanırım budur… Onlar da aslında mandıradan vazgeçmiş değiller… Yurttaşlar yine mandırada kapalı kalsın ama kasaplar kapısından girip çıkabilsin, gidip geldikçe de bize biraz et taşısınlar istiyorlar. Biz yine mandırada yaşamaya devam…
Başbakan, geçtiğimiz hafta Diyalog gazetesinde yayınlanan bir demecinde hayvancı ve kasapların tutumuna tepki gösterdi ve donmuş et ithalatından geri adım atmayacağını vurguladı. Başbakan Üstel, ithal edilecek et ve kıymanın satış fiyatlarını da açıkladı.
Bu arada Tarım Bakanı Çavuş yaptığı başka bir açıklamada ithal edilecek donmuş et miktarının sadece 20 ton ve “denizde bir damla” olduğunu duyurdu. Buna karşılık kasaplara verilen kuzu başı desteğin 1100 TL’ye çıkarıldığını ve kasapların yanında çalışanlar için 153 milyon TL sigorta prim desteği verileceğini de açıkladı.
Her şey birbirine karışırken çiğ süt fiyatlarına yapılan zammı bile atladık bile!
Ne et meselesiymiş değil mi? Büyük mesele!
Bütün bunlar, hayvancıların başkent Lefkoşa’yı kaldırıp oturtma kapasitesi var diye mi yaşanıyor acaba?
Mesela Yeşilırmak ve Yedidalga’daki muz üreticileri de benzer bir eylem yapsalar muz ithalatı tümüyle yasaklanır mı dersiniz? Zaten nedir bu muz sevdası? Kolombiya’dan yola çıkan dev gemilerle Türkiye’ye kadar ulaşan muzlardan birazını KKTC’ye getirip yurttaşlarına yedirmek marifet mi yani? Buna karşılık muz ithalatı yasaklansa hem muz üreticileri daha fazla kazanç elde edecek; hem de muz üretimi artmış olmayacak mı?
Peki, bu kadar süt ve süt ürünü varken, peynir ithal ediyor olmamıza ne demeli? Üstelik Kooperatif Süt Fabrikası batmanın eşiğine gelmiş… Hemen yasaklansa belki de süt fabrikası da kurtulmuş olacak… 
Hayvancılıktan peynirciliğe, restoranlardan fabrikalara kadar her işletme sorunlarını yasaklar veya imtiyazlar yoluyla çözmeye çalışıyor: Başkasını ve başka türden tedarikleri yasakla, benim mandırayı koru ve kolla; ben de hayatımı bu mandırada devam ettireyim! 
Ama bu iş hiç de kolay değil… Halktan vergi toplayacaksın, Türkiye’den adeta para dileneceksin ve okulları iyileştirmek, sağlık yatırımları yaparak gerçekten güçsüz insanları tedavi etmek, yolların standardını yükseltmek yerine kimilerine sübvansiyon, kimilerine sigorta prim desteği, kimilerine doğrudan gelir desteği, kimilerinde de maaş dağıtacaksın…
Hükümetlerden istediğimiz bu mu olmalıydı?
Yoksa KKTC denen bu devlet tam da bunun için mi kuruldu?


Hayvancıların bugün için beklenen eylemi, KKTC’deki sorunların neden çözülemediğinin de güzel bir anlatımı olacak!
 

YORUM EKLE

banner608

banner474