banner564

Herkes konuşmalıdır

   Gazete sayfalarını geriye doğru çevirirsek, 2014’te en çok neleri konuştuğumuzu rahatlıkla görebiliriz...
   Çevre, trafik kazaları, uyuşturucu, kalp ve kanser hastalıkları, narenciye ve hayvancılık, listenin ilk sıralarında yer alıyor...
   Yağmur yağdığı zamanlarda çamurla yoğrulan, hatta insan dışkılarıyla yıkanan bir ülke görebilir misiniz?..
   Avrupa Birliği’nin kimliğini taşıyan, Türkiye’den sifonla para çeken bir ülkede, böylesi utanç verici bir durumun yaşanması kabul edilebilir mi?..
   Elbette edilmez...
   Ne var ki; aynı sıkıntıyı, belki daha da ağır bir şekilde 2015 yılında da yaşayacağımız gözle görülür haldedir...
   Lefkoşa belediyesinin, kanalizasyon ve bazı diğer hizmetlere aşırı zam yapmış olması, sorunları çözmeye yeterli değildir...
   Zamlardan elde edilecek gelirin maaşlara gideceğini herkes biliyor...
   Peki çukurdan geçilmeyen yolları kim, nasıl yenileyecek?..
   Kaldırım, otopark, aydınlatma sorunları nasıl çözümlenecek?..
   Sürekli patlayan ana kanalizasyon boruları nasıl değiştirilecek?..
   
Her yer çöplük 
   Sadece Lefkoşa değil, ülkenin dört bir yanını pislik kapladı...
   Ercan’dan giriş yapıp, turizm kenti Girne’ye, ya da Gazimağusa’ya doğru yol alan insanların hakkımızda ne düşündüklerini tahmin etmek zor değildir...
   Yol boyunca trafik güvenliğini tehlikeye sokabilecek düzensiz reklam tabelaları, refüjler ve boş arazilerdeki çöp atıkları, plastik poşetler, ağaç boyuna yaklaşan otlar bizimkileri rahatsız etmiyor...
   Ama dıştan gelenlerin moralini bozuyor...
   Nüfusa göre; gereğinden kat kat fazla personel istihdam eden bir devletin, ana yollardaki otları dahi temizleyemeyecek durumda olması gerçekten üzüntü vericidir...
   İnsanlar da umutlarını tükettikleri için, çöpleri kontrolsüz bir şekilde sokak ortasına bırakıyorlar...
   Cebinde parası olanlar bile çöp bidonu almak yerine market poşetlerini kullanmaya devam ediyor...
   Etrafı saran pis kokuları soluyarak, hepimiz ciddi sağlık sorunlarıyla yüzleşecek duruma geldik...
   Çevrenin bu hale gelmesi gerçekten yaşantımızı çok kötü bir şekilde etkiliyor...
   Sağlığımızı doğrudan tehdit ediyor, psikolojimizi bozuyor...
   Peki bu sorunu daha ne kadar süre konuşmaya devam edeceğiz?..
   Bu sorunu kimler, nasıl çözecek?..
   Çöp toplayamaz hale gelen belediyelere mi güveneceğiz?..
   Ceza yazmaktan başka yetkisi olmayan Çevre Dairesine mi?..
 
Trafik kabusu sürüyor
   Gelelim trafik konusuna...
   Dikkatsiz sürüş ve sürat nedeniyle birçok insanımızı kaybettik...
   Ama hala ders almadık...
   Hala kemersiz araç kullanılıyor...
   Hala araç kullanırken cep telefonları ile konuşuluyor...
   Bırakın konuşmayı, keskin virajlarda mesajlaşma yapılıyor...
   Mesajlaşacak diye kontrolü kaybeden ve ölüm korkusu veren sürücüleri caydırmak için kim önlem alacak?..
   Devlet bu konuda ne yapıyor, ne yapmayı planlıyor?..
   En ufak bir hareket göremediğimiz için gerçekten üzgünüz...
   Devlet olmak; hayati konularda en katı önlemlerin alınmasını gerektirir...
   Vatandaşın can ve mal güvenliğini garanti altına almayı gerektirir...
   Hele tanınmamış, ambargolar altında yaşayan bir ülke iseniz...
   Sadece kendi halkınıza karşı değil, dışa karşı çok iyi bir imaj yaratmak zorundasınız...
   Kötü çevre ve ölümlü trafik kazaları, turizmin gelişmesini de engeller...
   Güzel ülkemizin imajını zedeler...
   Öyleyse; 2014’e kadar yaşadıklarımızı, bundan sonra yaşatmayacak önlemlerin ivedilikle alınması gerekiyor...
   Vatandaşlar olarak bunları daha yüksek sesle konuşmalı, yetkilileri ‘önlem almaya’ zorlamalıyız...
YORUM EKLE

banner471

banner473