banner564

Hem de büyük bir sorun var

Mehmet Şimşek, 2018’de devlet görevlerinden uzaklaştırılırken Türkiye’de yeni bir ekonomi modeli uygulanacağı ilan edilmişti. Berat Albayrak bunu modern sunumlarla anlatmış ve Türkiye’nin ekonomik patlama yaşayacağını açıklamaya çalışmıştı. Nedenini bilmiyoruz; aniden istifa etti ve bir süre sonra Nureddin Nebati diye biri geldi. Onun sunum ve konuşmaları çok eğlenceli, adeta bir parodi gibiydi. Ona göre Türkiye Ekonomi Modeli bütün dünya tarafından gıpta ile izleniyordu. Bu model sayesinde kur çakılacak; faiz dibi boylayacak; ihracat patlayacak; dış ticaret açığı yok olacaktı. İşsizlik ve pahalılıktan söz eden de bulunmayacaktı.
Bunların hiçbiri olmadığı gibi tam tersi şeyler yaşandı. Politika faizi denilen bir gösterge yerlerde sürünüyor ama hem mevduat, hem de kredi faizleri tepelerde dolaşıyor. Dış ticaret açığı rekor kırıyor. Döviz kurlarından ve fiyatlarından söz etmeye ise hiç gerek yok; yaşayanlar görüyor ve biliyor!
Böyle bir ortamda seçime gidildi ve Erdoğan yine de kazandı. Bunun başlıca nedenlerini “keşfetmek” hiç de kolay değildir; çok ciddi çalışmalar yapılması gerektiği kanaatindeyim. Henüz daha seçim tam olarak sonuçlanmadan, 2018’de hükümetten atılan Mehmet Şimşek’in ekonominin başına getirileceği konuşulmaya başlandı. Erdoğan, Şimşek ile görüşerek bu konuşmalara ciddiyet kazandırmaya çalıştı. Ve nihayet Cumartesi günü açıklanan kabinede Mehmet Şimşek’in Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı olarak geri “döndü”!
Şimşek, görevi devralırken yaptığı konuşmada, daha Nebati yanında oturur durumdayken, “Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” diye önemli bir laf etti. Türk Dil Kurumu sözlükleri, “rasyonel” kelimesinin karşılığını “akla uygun, aklın kurallarına dayanan, ölçülü, hesaplı, ussal'' olarak vermektedirler.
Şimşek, en azından son yıllardaki ekonomi politikasının “akla uygun olmadığını” belirterek, “akla uygun politikalara dönmekten başka seçenek kalmadığını” vurguladı.
Nerede? Nebati’den görevi devralırken ve Nebati kendini dinlemekte iken! Hangi pozisyonda. “Ben ekonomistim” diyen Cumhurbaşkanı’nın kendisini tayin ettiği Hazine ve Maliye Bakanlığı pozisyonunda…
Burada bir sorun yok mu? Türkiye’yi akıl dışı ekonomi politikaları ile yöneten “ekonomistlerin” bu halka en azından bir özür borcu yok mu? Şimşek’in “akıl dışı” ekonomi politikalarının Türkiye halkına nelere mal olduğunu da açıklaması gerekmez mi? 
Belki de yarın, dış politikada da dönüşler yaşanacaktır. Umarım, Kavala ve Demirtaş gibiler için verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da yürürlüğe giren ve bu insanlar özgürlüklerine kavuşurlar. Türk polisinin temel hak ve özgürlüklerini kullanarak gösteri yapmak isteyen veya greve giden insanlara da yasalara uygun davranacağını da ummak isterim doğrusu. Hukuk düzeni de biraz olsun geri “döner”!
Bunlar da “rasyonel politikaya dönüş” olacak zaten!
Ama bunlar için de hem mahkum olmadan yıllarca hapis yatırılan insanlardan, hem boş yere coplanan kadın ve erkeklerden, hem Türk halkından da özür dilenmesi gerekmeyecek mi?
Gerekmez! Eskiden “ak” dediğine bugün “kara” diyenlerin veya eksiden “kara” olarak damgaladıklarını bugün paklayanların özür dilemesi ancak ve ancak ahlaklı kişi ve toplumlara özgü bir şeydir. Gördüğümüz ve bildiğimiz bugünün Türkiye’sinde birileri ne yaparsa “suçlu”; daha başka birileri ise ne yaparsa “haklıdır”!


Yeni bakan Şimşek, eski bakan Nebati’nin yüzüne baka baka, “aklın yoluna dönmekten başka seçenek bırakmadığını” söyledi
 

YORUM EKLE

banner608

banner474