Küçük ülkemizin ‘aciliyet gerektiren’ birçok sorunu vardır...
Narenciye bölgesi Güzelyurt-Lefke arasında binlerce dönümlük ağaç ya susuzluktan, ya da suların tuzlanmasından dolayı kurumaya devam ediyor...
Anamur’dan gelen ‘içilebilir kalitedeki’ suyun önemli bir kısmı denize dökülürken, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanların yüzde 25’i hala bu suyu kullanamıyor...
Hayvancılar, belediyelerin öngördüğü ton başına 6 lirayı ödeyemedikleri için üretimden vazgeçiyor...
Yollarımızın önemli kısmı kullanılamaz halde...
Trafikte anarşi giderek artıyor...
Kırmızı ışık yandıktan sonra aşırı süratle seyreden araç sayısı da artıyor...
Eğitimde gerileme sürüyor...
Kanser hastalıklarında patlama yaşanıyor...
İnsanlar yediklerine, içtiklerine güvenemiyor...
İşsiz gençlerin sayısı sürekli artıyor...
İşsizlikten ve parasızlıktan dolayı boşanmalarda patlama yaşanıyor...
Mahkemelere intikal eden davaların sayısında da patlama yaşanıyor...
KKTC’nin tek güvencesi olan Türkiye ile imzalanan ekonomik protokolde öngörülenler hayata geçirilmiyor...
Devlet kurumları çok kötü durumda
Devlet kurumlarında yolsuzluk ve suistimaller sürekli artıyor...
Bu konuda korku zincirlerinin parçalanması gelecek açısından oldukça ürkütücü değil midir?..
Kurallara uymayan, yolsuzluk ve suistimalden korkmayan bir toplum haline dönüştüğümüz zaman, bu ülkenin ne hallere düşeceğini tahmin edebilir misiniz?..
İnsanların karşılıklı eleştirileri, özellikle sosyal medyada ağır küfür haline dönüşürken Meclisimiz ‘Bilişim Yasasını’ bir türlü geçirmiyor...
Devlet baba; hayvancının, çiftçinin parasını zamanında ödeyemezken; bazı yerlere hesapsız, kitapsız, tamamen uydurmaca gerekçelerle ve yasa dışı bir şekilde para dağıtıyor...
Halen 40 binin üzerinde araç yollarda ‘kayıtsız’ seyrediyor...
On binlerce aracın muayenesi yapılmamış, bunlar trafikte ölüm korkusu yaratıyor...
Peki milletin vekilleri ne yapıyor?..
Haftanın iki günü Meclis toplantısına katılarak, karşılıklı suçlamalarla zaman tüketiyor...
Çoğu zaman boş koltuklara konuşurken, yaşanan sıkıntıların çözümü konusunda ortaya öneri koyan olmuyor...
Gençlerimiz; “Ben yapmadım, sen yaptın” kavgasıyla zamanı boşa harcayan vekillerimizin çoğunu tanımıyor...
Ayrıca kendi tarihini bilmeyen bir gençlik yetişiyor...
Tehlikeli tırmanış
KKTC’nin bir başka önemli sorunu ise, gerek Kıbrıs konusunda, gerekse Türkiye ile ilişkilerde ‘çatışmacı’ ve ‘ortamı bozucu’ birtakım gelişmelerin yaşanmasıdır...
Kıbrıslı Türklerin, Anavatan Türkiye ile ilişkilerinin bozulması durumunda, teslimiyet politikalarının çok daha etkili olacağına inananlar vardır...
Ve bunlar, şimdiki ‘sözde milli hükümet’ döneminde inanılmaz bir rahatlık içinde hareket edebiliyorlar...
“Bana dokunmasınlar da isterse devleti yaksınlar” düşüncesiyle hareket edenler sayesinde çok tehlikeli bir viraja gelindiğini görebiliyoruz...
İşte o nedenle, KKTC Meclisi’nin önümüzdeki 3 ayı yeni bütçe çalışmalarıyla geçirmek yerine; sağlıklı bir seçim yasasını derhal geçirmesi ve sandık gününü ilan etmesi doğru olandır...
Bu konuda ‘Hodri meydan’ diyen Başbakana, CTP liderinin anında 7 Ocak tarihini göstermesi sonrasında tartışmaların uzatılmasına da gerek yoktur...
UBP ve CTP’nin toplamı, meclisin yarısının çok üzerindedir...
Topluma ve ülkeye hayırlı olsun...
