Ülkenin çözüm bekleyen önemli sorunları vardır…
Plansız, programsız bir şekilde o sorunların çözümü yönünde sözler veriliyor…
Fakat hiçbir şey yapılmıyor…
Ya hükümetler değişiyor, ya da üst kademe yöneticileri…
Bu ülkenin önemli sorunlarından biri de insan ilişkilerinin bozulmasıdır…
Herkes kendinde bir başka güç görüyor ve o gücüne güvenerek saygı ve seviye kurallarını aşabiliyor...
Kimisi para gücüyle, kimisi şiddetle iş yönetiyor...
Ve bu kabul edilemez kurallar bizim ülkemizde her geçen gün daha da yaygınlaşıyor...
İnsan ister istemez “hak ettiğimiz yaşam bu mudur?” diye düşünmek ve tartışmak zorunda kalıyor...
Kimi zaman çaresizliğine kahrediyor...
Kimi zaman kalıpları dağıtıp, yeni bir yol almayı kafasına koyuyor...
Doğrusu nedir?..
Elbette sabır ve sonunda selamet...
Nice güçlüklerle yüzleşip de yılmamışların sonu mutlaka selamettir...
Gücünü ters kullananların sonu da çöküştür...
Eğitim ve kültürde yaşanan gerilemenin bir sonucu olarak insan ilişkilerinin kötüleşmesini görmezden gelemeyiz…
Öyleyse ne yapmalı?..
Öncelik ana sınıfından başlayarak üniversite eğitiminin son gününe kadar iyi insan yetiştirmek…
Sevgi, saygı, dayanışma, hoşgörü ve uzlaşı kültürünü ön plana çıkaran bir eğitim sistemine ihtiyaç vardır…
Buna ilaveten ulusal kanallarda eğitici programların başlatılması ve ağır suçlara karşı caydırıcı önlemlerin gündeme getirilmesi son derece önemlidir…
Hafızaları zorlamalıyız
Bir başka önemli konu ise siyasetin kendini toparlaması ve yeni bir oluşuma gidilmesidir…
Her türlü makamın gelip geçici olduğunu unutmadan ülke için hizmeti ön plana çıkarmaktan başka bir çare yoktur…
Bir an için düşünelim…
Siyaset ve iş dünyasında kimler geldi, kimler geçti diye düşünmeye başladığınızda isimlerin çoğu aklınıza dahi gelmiyor...
Hatırlayabildikleriniz için “dün neydi, bugün ne oldu?” diyerek soruları sıralamaya başlarsınız:
Neden böyle oldu?..
Niye bu hallere düştü?..
Niçin başaramadı?..
Nerede hata yaptı?..
Tüm soruların yanıtı vardır elbette...
Ama insan hayatında en büyük hata vefasızlıktır...
Kürkü giydiğiniz sürece kullarınız çok olur...
Kürkü çıkardığınız anda yanınızda kimseyi bulamazsınız...
Bu kural özellikle bizim ülkemizde en üst sıraya yerleşmiş durumdadır...
İşte bu yüzden siyasete ilgi duyan, bir makama gelmek veya elindeki makamı korumak için çırpınan çok insan vardır...
Parti sayısına ve son genel seçimlerde milletvekilliğine aday olanların sayısına baktığınızda çok daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilirsiniz...
Bir avuçluk ülkede 400’den fazla milletvekili adayının olması, ruh halimizi yansıtan bir olaydır...
Piyango bileti alırken “ya çıkarsa” diyorsunuz...
Aday olurken de “ya kazanırsam” diyorlar...
Kazananların ne yaptığına bakalım o zaman?..
Ülke için ne yaptıklarını ve neyi başardıklarını sorgulayalım...
Ortada bir başarı öyküsü var mıdır?..
Varsa hani nerede?..
Gösterin bakalım...
Kırk Yılda KKTCnin Suyunu çıkardık ! Kötü Siyasetimiz ve Beceriksizliğimizden KTHY de dahil Batırmadık Sektör Brakmadık ! Yönetim ve Siyaset beceriksizliğimizden Son kalan İnşaat Sektörümüzün de batırılıp başımıza yıkılacağı günler ise yakındır ! Gerçekçi olalım bu güne kadar mahvettiğimiz Ülkemizde milli nutuklar atmaktan başka neyi Başarabildik acaba ? Her geçen gün kötüye giden ve bugün Pahalılıktan Et ve Balık yiyemiyen Halkımız için kasası boş Devletimiz ne Yapıyor acaba ? Güney Kıbrıs’tan Kuzeye para akıtan Yeni Geçiş kapıları mı açabildiler yoksa Sadace iki Uçak şirketinin kullandığı Ercan’ı Dünyaya ve Uluslarası Uçuşlara mı açabildiler ? TMK çalıştırıp KKTCdeki toprakları mı Sahiplenebildiler yoksa kırk yıldır tanıtmaya uğraştıkları KKTCyi mi Tanıtabildiler ?
Varlıklar içimde kurduğumuz KKTCyi Yokluklar içine düşürmeyip de ne yaptık acaba ! Güzelim Ülkemizi plansız Programsız günübirlik kararlarla mahvettik bakımsızlıktan ve çevre kirliliğinden girilemeyen Ülkemizi maalesef yaşanamayacak hale getirdik ! Yüce meclisimizle KKTCyi getirdiğimiz noktada bu saatten sonra ne mi yapabiliriz ?? Onu da Falcı Elmaziyanıma Sormalıyız ??