Halkımız oyunu kullanırken, her şeyden önce siyasi partilerin ulusal davamıza bakış açısını dikkate almaktadır. Çünkü hiçbir şeyin etkisi altında kalmadan gerçekleri görmekte ve en önemli konunun ulusal davamızın olduğunun bilincindedir.
Halkımızın ezici çoğunluğu, Türkiye sayesinde var olduğumuzu, bize ait bir bölgede can ve mal korkusu içinde olmadan korkusuzca yaşayabildiğimizi takdir etmektedir;
Rum tarafının dayattığı bir çözümüm kabul edilmesi durumunda da, bugün sahip olduğumuz her şeyi kaybedeceğimizi biliyor;
Halkımızın ezici çoğunluğu anavatana karşı olumsuz tutum ve davranış içinde olanların, ayni zamanda Kıbrıs Türk halkının da düşmanı olduğunu kabul ediyor;
Anavatanın bize yardımcı olmasını, kendi kendimize yeterli olabilmemiz için gerekli reformları yapmamızı istemesini, iç işlerimize karışma olarak gösterenlerin bu davranışını mantıklı görmemektedir;
Halkımız, anavatanın bizi sömürdüğünü ileri sürenlerin ise, iyi niyetli olmadığını, gerçekleri göz ardı ettiğini biliyor;
KKTC devletine karşı saygılı olmayan, aşağılayan, yaşatılması yerine yıkılmasını isteyen siyasi partilerin bu tutumunu, hoş karşılamıyor;
Hele Rum tarafının istediği şekilde bir anlaşma ile güneydeki yönetime katılmamızı isteyen siyasilere, sempati ile bakmıyor;
Sırf Rum tarafının bizimle birleşmeye razı edilmesini sağlamak için, tüm taleplerinin karşılanmasını savunan siyasileri de desteklemiyor;
Hele can ve mal güvenliğimizin tek garantisi olan Türk ordusunun ayrılmasını ve garanti sisteminin kaldırılmasını kabul eden siyasileri destekleyenlerin sayısı, parmakla gösterilecek kadar azdır.
Kısaca belirtmek gerekirse, tutum, davranış ve açıklamaları ile KKTC ve anavatana karşı olan siyasi partiler, halkımızın ezici çoğunluğu tarafından desteklenmiyor.
İşte bu nedenle genellikle vatandaşlar, siyasi partiler arasında tercih yaparken, öncelikle, ulusal davaya bakış açısına bakıyor.
Kuşkusuz ulusalcı geçinen siyasi iktidarların, halkımızın sorunlarını çözmede aşırı derecede duyarsız, umursamaz davrandığı, yasaların uygulanmasında gereken titizliği göstermediği, yargı, trafik, çevre, devlet hizmetleri, eğitimdeki sorunlara el atmadığı ve ülkemizi başarılı yönetmediği inkar edilemeyen bir gerçektir.
Halkımızın ezici çoğunluğu, müzakerelerde Rum’un dayattığı şekilde bir federal çözümün adanın Yunanistan’a bağlanmasına zemin hazırlayacağını, tüm kazanımlarımızın sıfırlanacağını, şimdi şikayetçi olduğumuz koşullardan da daha kötü durumda olacağımızı biliyor. Bu nedenle geleceğimizin risk altına sokulmaması için, başarısız olsa da, ulusal davayı destekleyen siyasi partilere oy vermek zorunda kalıyor.
İşte bu nedenle, kişisel görüşüme göre önümüzdeki seçimlerin sonucunu; yeni kurulan ve ilk defa olarak seçime katılan siyasi partilerin, ulusal davamız konusundaki misyonlarını, görüşlerini, duruşlarını açık bir şekilde açıklamaları ve halkımızın güvenini kazanması belirleyecektir.
Yeni partilerin ulusal davamız konusunda halkımızın güvenini kazanmaları durumunda, geçmişte kerhen sağ partilere verilen oyların büyük bir kısmını alacaklardır.
Basında açıklanan seçim anketlerinde UBP’nin en başta olması, halkımız en fazla önem verdiği konunun ulusal davamız olduğunu gösterir.