banner564

Halk hangisini istiyor

  Kuzey Kıbrıs’ta işler iyi gitmiyor...
  Hemen her yerde, her sektörde bir sorun var...
  Yaratılan kötü sistem nedeniyle insanlar ‘çıkar yarışına’ sürüklenmiş, dost ve arkadaşların yanı sıra, aileler birbirine düşürülmüş...
  Özellikle de seçim dönemlerinde inanılmaz kırgınlıklar yaşanıyor...
  Küçük köylerde bile insanlar kutuplaşıyor...
  Başka ülkelerde böyle mi oluyor?..
  Başka ülkelerin seçimlerinde, insanlar bizdeki gibi kapıştırılıyor mu?..
  Menfaat vaadleri ile aileler arasında bile kırgınlıklara yol açacak sinsi politikalar yürütülüyor mu?..
  Elbette değil...
  Batılı ülkelerde vatandaşın siyasetle ilgilendiği tek gün seçim günüdür...
  Herkes olgun bir şekilde sandığa gider ve oyunu kullanır...
  Hiç kimse seçim öncesinde, taraf tutma konusunda tehdit edilmez...
  Edilemez de...
  Tehdit ağır bir suçtur...
  İftira da öyle...
  
KKTC çok farklı bir ülke
 
  Peki KKTC’de nasıl bir demokrasi var?..
  İhbarsız grev hakkı...
  Küfür serbestliği...
  İftira kampanyası...
  Baskı ve şantaj ile seçme özgürlüğü!!!
  Siyasi parti rozetine göre makam?..
  Böylesi bir demokrasi örneği nerede vardır?..
  Tahribatın daha da ağırlaşmaması için artık bir karar verilmelidir...
  Kıbrıslı Türkler; ne istediklerini, nasıl bir yönetim, nasıl bir demokrasi arzuladıklarını ortaya koymalıdır...
  Bir kısım insanımız, yaşanan sıkıntılardan bunalmış olduğu için “Olsun da nasıl olursa olsun” diyerek, bugünkü çıkmazlardan kurtuluş yolunun çözüm olduğunu düşünüyor...
  Bir kısım insan ise ‘her şeye rağmen’ KKTC’nin yaşatılmasından yana...
  Önce çözüm seçeneğine bakalım...
  Nasıl olursa olsun mantığına göre gidilirse, egemenlik Rumlarda olur...
  Türkiye’nin garantörlüğü sulandırılır...
  Kıbrıslı Türkler, bir anda 1974 öncesinden de kötü bir duruma düşer...
  Kendi kendini yönetme hakkı gider...
  Ve bunun arkasından işsizlik, fakirlik gelir...
  Korkunç bir göç dalgası başlar...

Ama böyle de olmuyor
 
  İkinci seçenek KKTC’nin devamıdır...
  Rumlara güvenmeyen insanlar, ikinci seçenek üzerinde durdukları takdirde, ciddi bir endişeleri vardır...
  O da KKTC’nin yetersizliği ve yönetim beceriksizliğidir...
  Bu şekilde gider mi?..
  Asla gitmez...
  Hırsızlık, yolsuzluk ve suistimal yapan adamlar, mahkeme gününe kadar 3-4 yıl süreyle serbet kalıyor...
  İnsanlara tehdit saçan, hatta cinayete yönelenlerle ilgili kararlar da uzun yıllar alıyor...
  Bunlar çok ciddi sorunlardır...
  Peki bunu nasıl aşacağız?..
  Elbette ciddi adımlar atarak...
  Bir kısım insanı gücendirme pahasına doğru kararlar alarak...
  Bunu yapabilmek için de önce siyaset temizlenmeli...
  Parti sayısına sınırlama getirilmeli...
  Tek bölge seçimi ve Başkanlık sistemi ciddiyetle ele alınmalı...
  Yapanın yanına kaldığı bugünkü sistem bertaraf edilmelidir...
  Türkiye’nin yardımları, eğitim ve turizm sektöründen elde edilen gelirlerle burası çok kısa bir sürede güneyin de ilerisinde olur... 
  Evet, önümüzde sadece iki seçenek vardır...
  İkisinden birinin uygulamaya konabilmesi için referanduma gidilmelidir...
  Son sözü halk söylemelidir...
YORUM EKLE

banner608

banner474