banner564

Güzelyurt’a hastane mi?

Rum tarafı ‘çözüm konusunda’ yoğun hazırlık yapıyor...

   Cumhurbaşkanı Anastasiadis, Ankara’dan, AB’den ve ABD’den ne isteyeceğini biliyor...

   Ortadoğu ülkeleri ile dans etmesini çok iyi beceriyor...

   Petrol ve doğal gaz çalışmalarını gayet iyi yönetiyor...

   Siyasi partileri, kiliseyi, önemli kurum ve kuruluş temsilcilerini kapsamlı bir şekilde bilgilendirip, desteklerini alabiliyor...

   Sadece ‘Papadopulos’u idare etmesini’ beceremedi...

   O’nun da ‘bir taktik’ olduğunu düşünebilirsiniz...

   Kıbrıs tarihinin geçmişini bilenler, bugün yaşananlar hakkında daha sağlıklı tahminlerde bulunabilirler...

 

Önce baba, şimdi oğul

   Güney’deki hükümetin ortaklığından çekilme kararı alan Demokrat Parti’nin (DİKO) Başkanı Nikolas Papadopulos, eski Rum lideri Tassos Papadopulos’un oğludur...

   Papadopulos 2004 yılında Annan Planı’na OHİ demiş ve AKEL’i de bu konuda ikna etmişti...

   Papadopulos 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken oldukça genç bir avukattı...

   Makarios’a ‘OHİ’ bayrağı açarak adını duyurmuştu...

   İki toplumlu bir devlete karşıydı Papadopulos...

   “İngilizleri gönderdik, Kıbrıslı Türkleri de bir şekilde halledip, adayı Yunanistan’a bağlayalım” diyordu...

   Makarios onu dinlemediği için isyan bayrağı açmış, daha sonra bakanlık koltuğuna oturtulmuştu...

   Tassos Papadopulos, Kıbrıs Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’nun bir toplantısında, Girne’ye bağlı Fota köyüne yol yapımı görüşülürken, buna şiddetle karşı çıkarak toplantıyı terk etmişti...

 

Çok ilginç bir olay

   Nereden mi biliyorum?..

   Bunu bizzat Güney Kıbrıs’ın önde gelen siyasilerinden, Dışişleri Eski Bakanı Nikos Rolandis’ten dinlemiştim...

   Papadopulos “Türklere yol yapılamaz” diyerek, Bakanlar Kurulu toplantısını terk etmişti...

   Makarios da bunu gerekçe gösterip, toplamda 15 bin Kıbrıs Lirası  gereken yol projesini yarı yarıya azaltıp, 8 bin liraya düşürmüştü...

   Projenin maliyeti azalınca Fota’ya sadece bir aracın sığabileceği genişlikte bir yol yapılmıştı...

   Bu ne demek oluyor...

   İki araç karşılaştığı zaman bir tanesi tarlaya düşmek zorunda kalıyor...

  

Peki sonrasında ne oldu?..

   Sonrasında Makarios, Papadopulos’u makamına çağırdı ve müjdeyi verdi:

   “Bak Tassos, senin muhalefetin sayesinde 15 bin liradan 7 bin kesinti yapıp, projeyi 8 bin liraya kapattık... Sayende 7 bin lirayı kurtardık...”

   Papadopulos’un cevabı çok ilginç:

   “Kurtardığınız birşey yok... Devleti 8 bin lira zarara uğrattınız...”

   1960’lı yıllarda yaşanan bir gerçeği sizlere aktarmış oldum...

   Dolayısıyla şimdi Nikolas Papadopulos’un hükümetten çekilme’ manevrası tamamen bir ‘taktik’ de olabilir...

   Çünkü; güneydeki siyaset ‘kişisel çıkarlara’ göre değil, ‘ulusal çıkarlara’ göre yönetilir...

   Siyasetin başında kültürlü, bilgi ve görgülü, iyi eğitilmiş, ne istediğini, ne yapacağını bilen insanlar vardır...

   Ulusal çıkarların her şeyin üzerinde olduğunu bilerek ve bu konuda ant içerek göreve getiriliyorlar...

 

Kuzeydeki karmaşa

   Nereden, nereye geldik...

   Niyetim, baba, oğul Papadopulos’lardan bahsetmek değil, Lefke ve Güzelyurt’taki hastane tartışmalarına değinmekti...

   Sevgili Serhat İncirli dün bu konuyu ele almış ve Lefke halkının ‘Cengiz Topel Hastanesi’nin kapatılarak, Güzelyurt’a yeni hastane yapılmasına’ karşı çıktığını belirtmişti...

   Aslında bu konu sadece Lefke ve Güzelyurt halkının çıkarları açısından değil, Kıbrıs konusundaki gelişmeler açısından çok önemlidir...

   Gerçekten ortada bir çözüm umudu var ise...

   Gerçekten ikinci bir referanduma gidilecekse...

   Ortaya çıkacak yeni çerçeve Annan Planı’ndan daha iyi olsa bile, Güzelyurt’un iade edileceği kesindir...

   Öyleyse; iade edilmesine kesin gözle bakılan bir yere neden yeni hastane kurulacak?..

   Bu projeleri hangi akıllar üretiyor?..

   Hangi hak ve yetki ile halkın kafasını karıştırıyorlar?..

   Halkını ve ülkesini seven insanlar böyle yapmamalı...

   Özellikle ‘yönetenler’, halka doğruyu göstermeli...

 

  

YORUM EKLE

banner608

banner473