Bir devletin gücü halktan gelir…
Halkın desteğini almayan ve halkına güven vermeyen bir devlet düşünülemez...
KKTC eğer bir devlet ise; ayakta kalabilmesi için halkın desteğine kayıtsız, şartsız ihtiyaç vardır...
Kıbrıs Türk halkı; KKTC devletinin ilanını ezici bir çoğunlukla destekledi...
Gelişip, güçlenmesi için elinden geleni yaptı...
Bunun karşılığında huzurlu ve güvenli bir gelecekten başka isteği olmadı...
Ne var ki; KKTC’yi yönetenler, Kıbrıs Türk halkının beklentilerini yerine getiremedi...
Ülkeyi ileri taşımak, halka huzurlu ve güvenli bir yaşam ortamı sağlamak yerine, eskiden var olan değerler de yok edildi...
Memleketin doğası bozuldu...
Ormanlık araziler, dere yatakları çöplerle kaplandı...
Denizler kirlendi, insanlar zehirlendi...
Kanser hastalıklarında dünyanın ilk 5 ülkesinden biri oldu...
Binlerce insan, sınır kapıları açıldıktan sonra, KKTC yetkililerinin ‘düşmanlık mesajlarıyla’ andığı Rum tarafına muhtaç edildi...
Bugün 3 bin civarında işçimiz güneydeki inşaatlarda, otel, lokanta veya marketlerde çalışıyor…
Eski hatalar tekrarlanmamalı
Hayatlarının son zamanlarını Kuzey Kıbrıs’ta geçirmek için İngiltere’deki mülklerini satarak, burada yatırım yapan İngilizlerin kazıklanmalarına göz yumuldu...
Şimdilerde başka ülke insanları ‘huzurlu bir yer olduğu’ düşüncesiyle ülkemize geliyor…
Onları kazıklamaya yönelik adımlar atılmasına fırsat verilmemeli…
Bu konuda en sert önlemler alınmalıdır…
Uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımının yanı sıra hırsızlık, soygun ve cinayet olaylarında dikkat çeken artışlar vardır…
Bunlar da ‘huzur arayan’ insanları korkutucudur…
Trafik, içinden çıkılmaz bir hal aldı...
Belediyelerin yarısından fazlası batağa saplandı...
Devlet, 28 olan belediye sayısını 18’e çekti ama yol, kaldırım, arıtma, kanalizasyon gibi ana sorunlar çözülemedi...
İlgili birimler, gerekli denetimleri zamanında yapmadı...
Turizm önemsenmeli
Gelelim ekonominin lokomotifi olan turizm sektörüne…
Sağcısı da solcusu da; bu ülkeyi yönetenlerin büyük bir kısmı turizm faydasına inanmadı…
Zaman zaman içi boş nutuklar atılsa da, turizmin gelişmesi yönünde istekli oldukları söylenemez…
Hatta bazı kesimler uzunca zaman “bunların kendilerinden başkasına faydası yok” diyerek, büyük turizm yatırımlarına karşı çıktı…
Sahte bir savunmaya geçerek “bunlar ülkeden tek kuruşluk mal almıyor, her şeyi dışardan getiriyor” iddiasıyla kamuoyunu da etkilemeye çalıştı…
‘Coronavirüs’ sürecinde bu tür iddiaların yalan olduğu gün yüzüne çıktı…
Çünkü ülkeye turist gelmeyince iç piyasadan mal alımları durdu…
Üretici can çekişir hale geldi…
Hayvancısı, kasabı, tavuk üreticisi, hellimcisi, ekmek, reçel, bal, pekmez, yağ, zeytin, patates, portakal, limon üreticisi ciddi sıkıntılar yaşadı…
Öyleyse; güneydekilerin yaptığı gibi kuzeydekiler de turizmin önündeki engelleri kaldıracak adımlar atmalı, ama her şeyden önce ülkeyi ‘güvenli hale’ getirmelidir…
Turizm diye diye neden KKTCde istediğimiz gibi yaşamayalım ki ? İnşaatlar için Beton’ları Doğamıza ‘ Çöplerimizi Kumsallara Dere yataklarımıza Turizm diye Zaferler Kazandığımız KKTCde niye dökmeyelim ki ! Elimizden kolumuzdan tutanımız mı var yani ? Gelen İngilizleri Kazıklayıp Gönderdiğimiz gibi Özgürlükler Ülkesi KKTCye Son gelenleri de göndereceğimiz günler yakındır ‘ ve sonunda geriye kalanlarımız ile Bir Birimizi kazıklamaktan kim bizleri Durdurabilir ki ? KKTCnin kötü ismi çıktı Doksana İnmiyor Seksene misali Kazıklayıp geri gönderdiğimiz İngilizler Ülkelerinde Armut Toplamaya mı Gönderilmişlerdir yani ! Kuruşa Kurşun sıkan İngilizlerin ( çok Tutumlu ) Mağlubiyetleri sonucu KKTCyi başımıza yıkacaklarını gerçekte bilmeyen Akıllılarımız mı var ! Turizm , Eğitim , İhracat İnşaat ve Üretimin yerle bir olduğu KKTCde Yaptıklarımız ile kim daha iyisini bekleyebilir acaba ? Bugün Ekonominin ve Ticaretin Güneye ‘ Turizmin Yunan Adalarına ve Güneye kaydığı gerçeği ile Pahalılıktan Pislikten Düzensizlikten ve Karanlıktan girilemeyen KKTCde Yarınlarda bu Günlerinizi arar olacağımız Kesindir !!
Perşembenin Geleceği Yönetemediğimiz KKTCde Çarşambadan belli değilmiydi yani ?