Türkiye’de Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Ana Muhalefet CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, Türkiye’nin AB üyelik hedefini sıkça dile getirmeye başladı. İktidar ve Ana Muhalefetin bu hedef doğrultusunda söylem “komşuluğuna” gelmesi önemlidir. Çünkü biz, 2002 sonrası dönemde bu söylem komşuluğunun olmamasını yaşamıştık. Evet Avrupa da aşırı sağcılık, ırkçılık, İslamofobi, Yabancı düşmanlığı artıyor. Bu nedenle Türkiye’nin AB üyelik hedefi, yalnızca, Türkiye’nin ekonomik, demokratik, siyasi gelişimi ile bağlantılı değildir. Aynı zamanda AB üyelik hedefi için Türkiye’nin istekli ve kararlı duruşu ve üyelik hedefi için yapacağı tüm hukuki ve demokratik düzenlemeler, Avrupa’nın demokratik değerlere bağlı bağlı güçlerinin ve halklarının, bu yükselen milliyetçi popülist anlayışa karşı direncini de artıracaktır. Çünkü farklılıkların demokratik uyumunu bu besleyecektir.
Bu bakımdan BM Genel Sekreteri Sayın Guterres’in, Kıbrıs’ ta BM İyi Niyet Misyonu çerçevesinde yayınlanan ön rapordaki vurgular önemlidir. Sayın Guterres söz konusu raporunda, Türkiye ve Yunanistan arasındaki yumuşama adımlarını takdir etti. Ayrıca üç Garantör ülkeye; Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’ye, Kıbrıs’ta, “iki lideri diyalog için teşvik etme” çağrısı yaptı. Bunlarla birlikte görüşmelerin yeniden başlaması zeminin doğmamasından ötürü hayal kırıklığı ifade etti.
Ancak yine de çok değerli mesajlar verdi. Bunlardan biri ise iki lidere ve temsilcilerine yaptığı çağrıdır. “ AB’nin sağladığı desteğin tüm Kıbrıslıların günlük yaşamlarında fayda sağlayacak şekilde değerlendirilmesi ve AB’nin kaynaklarının geleceğe yönelik genişletilmesi “ vurgusu yaptı. Ayrıca AB’nin gündeme getirdiği Ortak Güneş Enerji Santralı ve Pedieos/ Kanlı Dere nehir yolu Projesinin Lefkoşa’nın Kuzeyine doğru genişletilmesi için çağrısı yaptı. Bir kere her iki proje, işbirliği yanı sıra, aynı zamanda Kıbrıs Türk Toplumu için ekonomik, sosyal ve çevresel bir kazanımdır. Hele Avrupa’da Gıda Enflasyonunda lider olduğumuz bu zamanda ve Enflasyonun resmi olarak yıllık %83 olduğu bu dönemde. Çünkü buna etki eden faktörlerden birinin de yetersizliği yanı sıra, çok pahalı olan elektrik fiyatları olduğu nettir. Dolayısı ile bu aşamada bu projeler, enflasyonu dizginlemek için hayatidir. Hele AB’ nin de katılımı ve katkısı ile oluşacak Ortak Güneş Enerji santralinin tarafı olmak, bir başka açıdan da önemlidir. Çünkü aynı zamanda, bir yanı ile dışlandığımız Avrupa- Doğu Akdeniz enerji adımlarına dönük küçük bir adım dahi olsa, bu bize zemin sağlar. Üstelik, AB desteği ile oluşacak bu Ortak Güneş Enerjisi üretimi adımı, bizim Avrupa Enerji nakil sistemine girme çabamıza da bir “monobadi”, yani patika olsa dahi, bir zemin sağlar. Yani Türkiye’ye enerji sistemine kablo ile bağlanmanın önündeki engellerden olan bu durumu aşmaya da yarar sağlar. Üstelik bu hem bizim, hem Kıbrıslı Rumlar ile Türkiye’nin, Doğu Akdeniz - Avrupa enerji nakli işbirliğinde ortak çıkarlarda buluşması zeminini besler. Yani söz konusu proje, yalnız ekonomik fayda değil, aynı zamanda çok yönlü siyasi ve demokratik imkanlara da kapı açar. Bu yüzden başta Cumhurbaşkanı Sayın Tatar olmak üzere, UBP ağırlıklı koalisyonun bu konuda hala ayak sürçmesini anlamak mümkün değildir.
Türkiye’nin İktidar ve Muhalefetinin AB üyeliği hedefinde çok önemli bir söylem “komşuluğuna” ulaştığı bir zamanda, Kıbrıs üzerinden, iç siyasi hesaplarla ve dar ekonomik çıkarlarla engelleyici adım atmanın faydası olmadığını görmek gerekir. Sayın Özgür Özel’in, Türkiye’nin AB üyelik süreci ile Kıbrıs Sorunun çözümü doğru parametresini dile getirmesi, Türkiye’deki İktidar için önemli bir dayanaktır. Hele Cumhurbaşkanı Sayın Tatar; “ biz, BM bizi tanısın demedik” dedikten sonra, GYÖ ve AB ile söz konusu olumlu ortak projelerin ilerlememesi için yaptıkları asla kabul edilmezdir. Toplumu sevdiğini iddia edenler, eğer ideolojik ve siyasi çıkarları için bu adımları baskılarsa, böyle sevgi olmaz derim,
Guterres’in Düşündürdükleri
- 08 Temmuz 2024, 02:15
- 136
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi