banner564

Guterres’e bizden de selam söyle

   Liderler, Enosis krizi sonrasında yemekli bir toplantıda bir araya geldi...
   Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide öyle bir sofra hazırladı ki; toplantı 4 saate yakın süre devam etti...
   Masanın bir tarafında domuzlu sosisler, diğer tarafında danalı pastırmalar...
   Bir tarafta tarama, diğer tarafta hummus...
   Pide arasında hellim...
   Bunlar Kıbrıslı lezzetler...
   Bir de uluslararası lezzetlere uygun olanlar vardı...
   Sarmısak soslu karides, portakal reçelli Hindi...
   Bunları yemek güzel de hazmetmesi zaman aldığı için toplantı süresi uzadıkça uzadı...
   Sonrasında kamuoyuna tatmin edici bir açıklama da yapılmadı...
   Bundan sonraki süreçte Eide, müzakerelerin devamı için zemin hazırlamaya çalışacakmış...
   Çalışsın bakalım...
   Güneyde bir taraftan seçim kampanyası başlarken, diğer yanda tek yanlı doğal gaz sondaj çalışmaları artarak devam ediyor...
   Türkiye’nin referandum süreciyle ve sınır komşularında yaşananlarla meşgul olduğunu ve Kıbrıs’a bakacak durumda olmadığını düşünen Rum liderliğinin, AB tarafından cesaretlendirilmesi bir başka sorundur...
   Ancak; Kıbrıs Türk tarafının ve Ankara’nın bu noktada yapması gerekenleri geciktirmeden yerine getireceğini de hesaba katmaları gerekiyor...
   Ne referandum, ne de Irak ve Suriye’deki sorunlar, Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin, adanın doğal zenginlikleri üzerindeki haklarını ortadan kaldıramaz...
   Ve sonunda sıcak gelişmeler olsa bile buna göz yumulamaz...
   Yumulmayacağını da önümüzdeki haftalarda hep birlikte göreceğiz...

Guterres’in sorumluluğu
   
   Gelinen noktada Birleşmiş Milletler’in, özellikle de Genel Sekreter Guterres’in ciddi sorumlulukları vardır...
   Bugün Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile gerçekleştireceği görüşmede, Rum tarafının ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ konusunda dahi tek bir adım atmadığını birinci ağızdan öğrenmiş olacak...
  Guterres’e, Kıbrıs sorununun tek yanlı adımlarla çözümlenemeyeceğini, Kıbrıslı Türkleri azınlığa düşürecek formüllerin kabul edilemeyeceği ve Rumların Enosis hedefinden vazgeçmediğini de anlatmak gerekiyor...
   ELAM’ın, Larnaka’daki Rainbow Festivali’nden itibaren neler yaptığını ve saldırganlardan bir tanesinin dahi bugüne kadar cezalandırılmadığı da dosya halinde önüne konulmalıdır...
   Son olarak kendisine 2004 yılındaki referandum sonuçları hatırlatılmalıdır...
   Zoraki bir evliliği teşvik etmek yerine, Kıbrıslı Türklere yönelik ambargoların kaldırılması doğru olandır...
   Ambargoların kalkması ve tarafların ekonomik açıdan eşitlenmesi durumunda, Federal veya Konfederal bir yapıda nasıl ortaklık kurulabileceğini önümüzeki yıllarda yeniden değerlendiririz...
   Ama bugünkü aşamada uzlaşı imkansızdır...
   
YORUM EKLE

banner471

banner473