Sorunlardan kurtulmak ve kalkınmak için, artık her konuda uzun vadeli düşünerek planlama yapmak ve atılacak adımların sonucunun neler olabileceğini hesaplayarak hareket etmek zorundayız.
1974’ten sonra bize sağlanan olağanüstü olanaklara rağmen, ekonomimizin gereken düzeyde olmamasının ve sorunların sarmalında bulunmamızın başlıca nedenlerinden biri, günü birlik kararlarla yönetilmemizdir.
Yaşanan acı deneyimlere rağmen, hala daha günü birlik kararlarla, geleceği hesaplamadan kararlar verilmeğe devam edildiği görülmektedir.
Yakın geçmişte yıl boyunca akan Değirmenlik, Lapta ve Alsancak pınarları, geleceği ve ortaya çıkacak sonucu umursamadan kurutuldu. Sırf kısa vadeli hesaplarla, bu pınarların yataklarına kuyu açarak suyu, enerji ve işçilik parası harcayarak, plansızca ve hesapsızca yeryüzüne çektik. Böylece pınarları kuruttuk.
Ülkemizin düz işçi ve teknik eleman ihtiyacını dikkate almayarak, Rum’un olağanüstü önem verdiği nüfus üstünlüğü avantajını ellerinden alınmaması için, KKTC’deki işbirlikçilerinin yaygarasının etkisi altında hareket edildi. Kayıt dışılığın önlenmesi bahanesi ile 80 bin dolayında kuzeyli soydaşlarımız kaçırıldı. Ülkemizde sanatçı, teknisyen ve kaliteli emekçi sıkıntına sebep olundu.
Kuzeyli soydaşlarımızın kaçırılması ile ortaya çıkan işçi boşluğu, bu kez kaçak Uzak Doğulular tarafından dolduruldu. Yine dar görüşlü yönetim anlayışı ile hareket edilerek 19 Kasım’da yürürlüğe giren çalışma affı uyarınca kayıt dışılığa düşen işçilere çalışma izni verilmesine karar verildi. Ancak çoğu Uzak Doğu’dan gelenlerin işgücü verimliliği çok düşüktür. Ayrıca kazandıklarının çoğunu döviz olarak ülkelerine gönderirler. Güvenlik bakımından da potansiyel risklidirler.
Oysa, düz işçi ve teknik eleman açığımızın belirlenecek koşullar çerçevesinde ve resmi kanallardan anavatandan temini, uzun vadeli çıkarlarımız bakımından daha isabetli olacak.
Elektrik nakil direklerinin Geçitkale uçak alanının yanından geçirilmesi ve kullanılamayacak duruma getirilmesi de, eğer bazı kişilerin ileri sürdüğü gibi kasıtlı yapılmamışsa, tipik günü birlik ve sonucu düşünülmeden yapılan çok büyük bir hatadır.
Anavatandan büyük fedakârlıklarla getirilen suyun, günü birlik anlayışla kullanılmasına devam edilmesi durumunda, projenin ömrü tamamlandığı zaman, tüm ekonomik faaliyetlerimiz ve vatandaşların yaşamı sıkıntıya sokulacak. Çünkü projenin süresi 50 yıl olarak hesaplanmıştır. Bu süre içinde planlı harekete ederek, mutlaka akiferlerimizi korumamız, takviye etmemiz, mümkün olduğu kadar rehabilite etmeliyiz.
Rum yönetiminin ‘mahsurlar’ propagandası yaparak KKTC’deki Rumlara gönderdiği yiyecek yardımlarından gümrük vergisi alınmasından vazgeçilmesi de, ulusal tezlerimize aykırı ve bindiğimiz dalı kesmek anlamında basiretli bir karar değildir.
Kişisel görüşüme göre; ülkemizde gelenek haline gelen günü birlik yönetme alışkanlığının başlıca nedeni, hükümetlerin ve bunlarla birlikte Müsteşar ve Müdürlerin, çok sık değişmesidir.
Kısa bir süre sonra görevden ayrılabileceğini düşünen seçilmiş ve atanmış yetkililer, uzun vadeli uygulamalardan kaçınmaktadır. Çünkü ayrıldıktan sonra başlatılan hizmetin kaderi belli olmayacaktır.
Sorunların sarmalından kurtulabilmemiz için, devlet işleri ile ilgili tüm faaliyet ve kararlarda, geleceği düşünerek planlı hareket etmemiz gerekir. Bunun için de, gerekirse sistem değişikliği ile hükümetlerin ve yöneticilerin görevde daha uzun kalabilmesi sağlanmalı.