banner564

Günler


Eğer hızlı bir alışveriş için ayrılmamışsam bütün gün evdeyim. 


Bahçeye çıkmak için akşamüstünü bekliyorum. Saat yedi gibi açıyorum kapıyı, gölgeler uzayınca. 


Dışarıda uzun duramıyorum, ter basıyor. Tişörtüm sırtıma yapışıyor. Güneş battı ama sıcak batmadı. 


Eğer bütün gece sıcak geçmeyecekse, saat sekiz dokuz sıralarında dağdan hoş bir esinti gelir yatak odama ve cibinliği titreterek diğer pencereden denize doğru uçup gider. Oda yavaş yavaş serinler. Geceleyin klima açmaya gerek olmadan uyuyabileceğim. 


Bazen, ama, gecenin bir saatinde esinti duruyor. Terleyerek uyanıyorum. Pencereleri kapatıp klimayı açıyorum, tişörtümü değiştiriyorum ve yatağa dönüyorum. 


Yaz beni içeri kapattı. Vaktimin çoğu klimalı mutfakta okuyarak ve yazarak geçiyor. 


Saat sekizde BBC veya CNN’de haberleri dinlemek üzere salona geçiyorum. Oradaki klimayı açıyorum.


Hava raporunun okunduğu dünya haritalarında kuzeyde kırmızı ve turuncu renkler hâkim. Aşırı sıcağa işaret ediyorlar. Kış mevsiminin hüküm sürmesi gereken güney kürede bile. Bu Temmuz, kayıtlar başladığından beri tespit edilen en sıcak ay ilan edildi.


Güney Amerika’da Şili’nin And Dağlarında kışın göbeğinde sıcaklık 37°C’ye çıkmış. 


Bağdat’ta günlerdir 46°C. 


Bağdat’tan sana ne diyeceksiniz ama bu kadar dev bir sıcağın herkese bulaşan bir hastalık gibi olduğunu, bir gün bize de uğrayacağını düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi: 38 derece yüksek ateşi olan insanda görülür. 


Bir süreden beridir falan gözüm ameliyatlı olduğu için denize de giremiyorum, ama girebilsem serinleyecek miyim?  


Okyanuslar bilim insanlarını endişelendirecek kadar ısınmışken Akdeniz hamam suyuna dönmüştür. Kuzey Atlantik’te bile deniz suyu sıcaklığı normalin 5°C üzerinde imiş. Becerebilen balıklar kutuplara, okyanusun daha serin olduğu derin yerlere kaçıyorlar. 


Çabuk çabuk anlaşılması gereken bir şey yavaş yavaş anlaşılmaya başlanıyor: Dünyadan başka kaçacak yerimiz yok. 


Espasito ile bu yaz Yunanistan planları yapıyorduk ama oraları da yanıyor. Vazgeçtik. Nispeten serin yerlere bakıyoruz. Kars. Avusturya. Grönland. Oralara da yaz gelmeden.


On yıllardan beri bilim durdurulamayan iklim değişikliğinin her geçen yıl daha çok perişanlığa ve zorluklara sebep olacağını ve milyonlarca insanın hayatına mal olacağını tekrarlayıp duruyordu. Dünyanın her yerinde herkes bu yaz bir tadımlık bunu yaşıyor.


Yaz hep tatil, başka yerlere seyahat etme zamanı idi. Dünya Turizm Örgütü Avrupa’ya seyahatlerin, yüzde 90 pandemi öncesi rakamları yakaladığını söylüyor. 


Ama değişiklik yolda. AB, dünyada en çok turist çeken bölge olan Avrupa’nın popülaritesinin devam edeceğini ama gelenlerin daha serin kuzey ülkelerini seçeceğini öngörüyor. Talep Akdeniz havzasından kuzeye kayacak.


Bazı devletler yeni duruma ayak uydurmak için önlem düşünmeye başladı bile. 


Çin “22 derece destinasyonları” adı altında bir program ilan etti. Sıcak aylarda turistleri Pekin ve Şanghay’dan kuzeydeki dağlık bölgelere çekmek için oteller yapılacak.


Belki Espasito ile biz de gideriz. Enflasyon ve devalüasyon, Türk’ün ezeli iklim felâketi, bizi batırmazsa.
 


 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Sarp Ege
Sarp Ege - 1 yıl Önce

Kış soğuklarında da bu sıcak havaları ararız. İkamet ettiğim ilçede bir giyim mağazası vitrinlerini tamamen kışlık giysilerle doldurdu. Yaz gününde kışa hazırlık. Yazarın tespiti doğru enflasyon ve devalüasyon Türk’ün ezeli iklim felaketi…

Ruh ikizi
Ruh ikizi - 1 yıl Önce

Metin Bey size daha önce yazmıştım. Estonya, Litvanya, Letonya Dünya’nın göz bebeği olacak.

m.şakir
m.şakir - 1 yıl Önce

1880'den berti yapılan ölçümlere göre 2023 temmuz farkı sadece çeyrek derece imiş

banner471

banner473