Güney Kıbrıs’ta ekonomi, AB koşullarına uygun bir şekilde yönetiliyor…
Rekabete dayalı sistem gayet güzel işliyor…
Birçok ürünün fiyatı Euro bazında 3-4 yıl hiç değişmiyor…
Buna karşın, geçtiğimiz Pazartesi gününden itibaren bir sistemin uygulamasına geçtiler…
Adı e-kalathi, yani e-basket…
İlk etapta 487 ürünü kapsayan bu uygulama sayesinde tüketiciler çok sayıda marketin fiyatlarını inceleme imkanı bulacak…
Mesela evinizin deterjan ihtiyacı varsa, marketlerin fiyatlarına bakarak, uygun olanı alabilme şansınız olacak…
Kuzey Kıbrıs’ta ise bir süredir e-ticaret tartışması yapılıyor…
Bununla ilgili bir hazırlığın yapıldığı belirtilmekle birlikte etiket konusunda marketlerin direndiği yönünde haberler var…
Nasıl ilerleyeceklerini önümüzdeki günlerde göreceğiz…
Diğer farklılıklar
Kıbrıs’ın, iki kesimi arasında mukayese yaparken, sadece fiyatlar üzerinde durmak doğru değildir…
KKTC’nin birçok marketinde, özellikle de 24 saat açık kalanlarda ürün sergilemesine bakıyor musunuz?..
Hiç güneş görmemesi gereken tüketim maddelerinin açıkta satılması KKTC’yi yönettiğini iddia edenleri hiç mi rahatsız etmiyor?..
Plastik-pet şişelerdeki suların, soda ve meyve sularının günlerce, aylarca güneş altında tutulması karşısında alınabilecek önlem yok mudur?..
Yasalar mı yetersiz?..
Denetim yapacak eleman mı yok?..
Elinizi vicdanınıza koyarak cevap veriniz…
Günlerce, haftalarca, aylarca güneş altında tutulan içme suyunu kendi çocuklarınıza içirmek ister misiniz?..
Paranızla zehirlenmek bir yönetim becerisi midir?..
Neden bu gibi önemli konularda bazı şartlar getirilmiyor?..
Veya tüketiciyi koruyacak yasalar varsa bunlar neden uygulanmıyor?..
Ürünün korunması gibi önemli bir konuda sorumluluk kime aittir?..
KKTC’nin 10 tane bakanı, onlarca müsteşarı, yüzlerce müdürü ve danışmanı, müşavirleri vardır…
Ayrıca birçok konuda denetim ve ceza yetkisi olan belediyeler vardır…
Bunları kontrol edebilecek düzeyde eleman sıkıntısı mı çekiliyor?..
Gözün gördüğü, aklın kesebildiği konularda dahi sizler tepkisiz ve etkisiz kalırsanız, kapılar açık olduğu sürece güneye geçen insanlara kızma hakkınız var mıdır?..
İthal peynirlerin nasıl paketlendiğini, hellim tesislerini, yoğurt üretenleri, kara fırınları denetleyebiliyor musunuz?..
Denetleyemiyorsanız, bu topluma ve devlete zarar veriyorsunuz demektir…
Reşat Akar beyefendi, göz bebeğimiz Metin Beyimizin 11 Şubat tarihli yazısında önemli bir tarih hatası yapilmistir. Okuyucu yorumlarını okursanız okuyucuların sizden beklentileri olduğunu göreceksiniz. Kulak veriniz.