Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, müzakerelerin yeniden başlayacağına ilişkin açıklaması, DİSİ ve AKEL’den destek görürken, küçük partiler buna karşı çıktı.
DİSİ Başkanı Averof Neofitu Kıbrıs sorununda çıkmazın kırılmasının tek yolunun diyalog olduğuna işaret ederek “sürekli hayır diyenler, önerilerini ortaya koysunlar” dedi, şunları ekledi:
“Yeni bir müzakere turuna neden girelim? Zaman kaybıdır, Türkiye uzlaşmaz. Bir Navtex yayımlamasalar da MEB’imizi ihlal ederek yasadışı davrandıklarına göre neden diyaloğa girelim?’ diyen bir düşünce disiplini var.
Yasadışılık ortadan kalkarsa, sırf yasadışı davrandılar diye müzakerelere gitmememiz mi gerek? Yasadışılık olmasaydı diyaloğa da gerek olmazdı. Türkiye uzlaşmaz ve müzakerelerin zaman kaybı olduğu kabul etmek de doğru değil, o zaman on yıllardır müzakere ederek zaman kaybettik demektir.”
Çoklu konferans endişesi
AKEL müzakerelerin başlamasına desteğini Tumazos Çelebis aracılığıyla açıkladı. Çelebis, Türk tarafının prosedürü birkaç ay içerisinde 4’lü konferansa götürmek için baskı yapacağının kesin olduğunu iddia ederek kendilerinin de buna korkuyla değil, çözümü ilk önce isteyenin kendileri olduğunu söyleyerek cevap vermeleri gerektiğini savundu.
“Çoklu konferansın ancak Kıbrıs sorununun iç yönlerinde anlaşma yörüngesine girildiğinde mantıklı olacağını vurgulamak zorundayız” diyen Çelebis, şunları kaydetti:
“Türk tarafı ve Türkiye hemen çözüm derken aynen bunu kast ediyorsa, Downer belgesindeki görüş birliklerini kabul etmekten ve müzakere kaldığı yerden devam etmekten başka çaresi yoktur.”
Tepki korosu
EURO.KO Başkan Vekili Mihalis Yorgallas, “Müzakereler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının ve enerji projelerinin budanmasına olanak tanıyacak şartlarla başlamamalı” derken DİKO Eide’nin müzakerelerle ilgili açıklamasından ortaya çıkan sahneyi şöyle tanımladı:
“Müzakereler, Başkan Anastasiadis’in yeni bir cömert tavizinden, yani ocak ayında yaptığı ve doğalgazı müzakere gündemine koyarak Türk talebini tatmin etmesinden sonra yeniden başlayacak.
Navtex’in sona eriş ve Barbaros’un ayrılma tarihi Kıbrıs MEB’indeki araştırma sondajlarının donduğu tarihe denk geliyor ve bu da Türk taleplerini tatmin etti.
Müzakereler, başladığı kötü zeminden, yani Eroğlu-Anastasiadis Ortak Açıklaması zemininden devam edecek.”
EDEK’in iddiası
EDEK Rum tarafının masadan kalkma nedenlerinin ortadan kalkmadığını, Türkiye’nin sözde “egemenlik haklarını” sorgulamaya devam ettiğini ve kimsenin ona baskı yapmadığını savundu.
Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas, Eide’nin dünkü açıklamasından sonra Türkiye’nin memnun hissetmek için her hakka sahip olduğunu çünkü toplumlararası görüşmelerin Türkiye’nin koyduğu şart ve koşullarla başlayacağını iddia etti.
Lillikas, “Müzakereler, Eide’nin dediği gibi kaldığı yerden devam etmeyecek çünkü müzakereler durduğunda hidrokarbonlar müzakere konusu değildi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin enerji projeleri de teknik ara olmadan devam ediyordu” dedi.
Ekologlar ve Çevreciler Hareketi de, “Tehdit Barbaros ve Navtex değil, Türkiye Milli Güvenlik Konseyi’nin Eylül 2014 tarihli, Kıbrıs ne zaman doğal zenginliğini değerlendirme girişiminde bulunsa Kıbrıs MEB’ine müdahale etme kararıdır, bu karar geri çekilmemiştir” görüşünü ortaya koydu.
Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2015, 09:32