Güney Kıbrıs’taki fikir önderlerinden Yorgos Kumullis, Politis’te yayınlanan “15 Temmuz Darbe Değil İstilaydı” başlıklı makalesinde, darbe ile istila arasındaki temel farkı açıklayarak, Yunan cuntasının III. Makarios’a karşı giriştiği şeyin darbe değil Yunanistan’ın tanınmış bir devlet olan Kıbrıs’ı istilası olduğuna dikkat çekti.
Kumullis darbenin, yerel askerî idarenin bir bölümü tarafından ülke yönetiminin ele geçirilmesi, istilanın ise hükümetin, yabancı bir ülke tarafından zorla devrilmesi olduğu izahında bulundu.
Darbeye en iyi örneğin 21 Nisan 1967’de Yunanistan’da yaşanan, albay Yeorgios Papadopulos önderliğindeki albayların darbe yaparak ülke yönetimini ele geçirmesi olduğunu kaydeden Kumullis, “biz eskiler, 1967-1974 döneminde Kıbrıs’ın bütün ana kiliselerinde 21 Nisan ayaklanmasının başarılması için, zamanın meclis başkanı Glafkos Kliridis’in de katıldığı ayinler düzenlendiğini hatırlarız” hatırlatmasından sonra özetle şunlara yer verdi:
“Macmillan sözlüğüne göre istila terimi: an occasion when one country’s army goes into another country to take control of it by force” (yani istila, bir ülke ordusunun zorla kontrol altına almak için başka bir ülkeye girmesidir) der. 15 Temmuz 1974’te tam da bu oldu. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Makarios’u devirenler Kıbrıslılar değil-ki darbe olabilsin- uluslararası tanınmış yabancı bir ülkenin, Yunanistan’ın Atina cuntasıydı.
İstila kararı 2 Temmuz 1974’te Atina’daki Silahlı Kuvvetler Komutanlığı’nda gerçekleştirilen Yoannidis, Bonanos, Yeorgitsis, Kombokis ve P. Papadakis’in katıldığı toplantıda alındı. Bonanos, askerî liderlik ve hükümet tarafından alınan Makarios’u devirme kararını daha üst rütbeli subaylara iletti. İstila tarihinin 15 Temmuz, saatinin de 08.30 olmasına da bu toplantıda karar verildi.
EOKA-B harekatın başarıyla sonuçlanmasına yardımcı oldu ancak 2 Temmuz’daki kararla hiçbir alakası yoktu. Tabii klasik anlamda bir istila değildi çünkü Zürih ve Londra Antlaşmaları tahtında Yunanistan’ın Kıbrıs’ta halihazırda askeri (ELDİK) vardı, dolayısıyla askerini buraya taşımasına gerek yoktu. Başka bir özellik daha var ki Milli Muhafız Ordusu komutanlığı, Kıbrıs’ın değil Yunanistan’ın emri altındaki Yunanlardan oluşuyordu.
Cunta ELDİK ve Milli Muhafız Ordusu’nu kullanarak meşru hükümeti devirmeyi ve yüzde 100 başka bir devletin emri altındaki Sampson hükümetini atamayı başardı ki bu da istilaların ana karakteristiğidir.”
Yunanistan’ın Kıbrıs’ı istilası
Rum akademisyen Yorgos Kamullis, 15 Temmuz’daki Cunta darbesini değerlendirdi:
YORUM EKLE
YORUMLAR
Ruzgar cok degisti hakikati kabul ediyorlar , Iki Esit devlet yakinda tanınacak