Türkiye-İsrail ilişkilerinin 10 yıllık aradan sonra ısınmaya başlaması ve İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’un 9 Mart’ta Türkiye’yi ziyaret edecek olması Rum “diplomasisinin fiyaskosu” olarak nitelendirildi.
Politis gazetesi “Kıbrıs Diplomasisinin Fiyaskosu” başlıklı değerlendirmesinde, hayatî ortak çıkarların iki ülkeyi yeniden birleştirmekte olduğunu, jeopolitik güvenlik, boru hatları, enerji talebi, güçlendirilmiş ekonomik ilişkiler, genişlemiş ticari alış-veriş, her şeyin düzelmekte olduğuna dikkat çekti.
Gazeteye göre, Netanyahu’nun iktidardan gitmesi ve ABD’nin, Türkiye’nin tepkisini yatıştırmak için EastMed projesinden desteğini çekmesi ile “Nikos Anastasiadis’in, Türkiye’yi enerji projesinden koparmak için üçlü işbirlikleri politikasını öne çıkararak onca yıl oluşturduğu yanılgı dünyası yıkıldı. Bugüne kadar gerçekleştirilen 8 Güney Kıbrıs-Yunanistan-İsrail üçlü zirvesi hiçbir sonuç vermedi.”
“Bölgede her şey hareket halinde, yalnız Lefkoşa ve Atina kendi sanal dünyalarında kaldı” vurgusunu yapan gazete, Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri gibi üçlü işbirliklerinin diğer paydaşları ve Suudi Arabistan gibi zor muhataplar ile ilişkilerini iyileştirmekte olduğunu, sadece Mısır Devlet Başkanı El Sisi ile ilişkilerin biraz ağır ilerlediğini yazdı.
Denge politikası
ABD’nin Lübnan-İsrail MEB sınırlandırma anlaşmazlığının çözümüne de öncülük ettiği, Hizbullah’ın tarafların anlaşmaya varmasına itiraz etmediği belirtilen haberde, ABD ile İsrail’in bundan sonra bölgedeki stratejik çıkarları için çok daha net denge politikası güdeceği kaydedildi. Bu çerçevede Herzog’un 9 Mart’taki Türkiye ziyareti öncesinde 24 Şubat’ta Atina’ya, 2 Mart’ta da Güney Kıbrıs’a gideceği hatırlatıldı.
Anastasiadis’in, 6 yıldan uzun süre Rum Yönetiminin dış politikasını oluşturan üçlü işbirliklerine, iki Yunan hükümetini de ikna ettiği ancak şu anda Atina’da bazı kesimlerin bu durumu “ne Akdeniz’de 7 milyar Euro’luk boru hattı inşa etmek ne de ‘ortak düşmana’ karşı ittifaklar kurmak istedik. Kıbrıs’ı tek başına bırakmak istemedik” diyerek haklı göstermeye çalıştığı kaydedildi.
Gazete “gerçekte Kıbrıs gerçek dengeleri görmezden gelerek ve Kıbrıs sorununa etkilerine aldırmayarak şahsi projelerin ve liderliğinin ‘dostluklarının’ tuzağına düştü” ifadesini kullandı.