Rum Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Washington ziyaretini değerlendirirken yaptığı açıklamada, bu görüşmenin süresi ve oluşumunun öneminin, Amerika’nın ülkeye yönelik yaklaşımını ortaya koyduğunu ifade etti.

   Letimbiotis ABD’nin; Güney Kıbrıs’ı bölgede güvenilir ve istikrarlı bir ortak, sapmalar ve geri dönüşler olmaksızın dış politikası açık ve net bir ülke olarak tanıdığını belirtti.
   Letimbiotis, bunun;  girişimler ve icraatların eşlik ettiği metodik ve sistematik bir çalışmanın sonucu olduğuna dikkat çekti.
  Hristodulidis ile Biden arasındaki görüşmenin, Rum Yönetimi’nin faaliyetlerinin ve girişimlerinin doruk noktası olduğunu, aynı zamanda iki ülke arasındaki ikili ilişkilerde yeni bir dönemin temellerinin atılmasındaki başlangıç noktası olduğunu ifade eden Letimbiotis, hükümetin; Rusya’ya ve Amerikalı yetkililerin yardımıyla kara paraya yönelik yaptırımların aşılmasındaki kararlılığından, “Amalthea” girişiminin planlamasına, ABD vatandaşları da dahil olmak üzere üçüncü ülke vatandaşlarının Güney Kıbrıs üzerinde tahliye edilmesine yardımcı olunmasına kadar, Güney Kıbrıs’ın, zorluklarla dolu bir bölgede, istikrar, güvenilir ve güvenli bir kutup olarak ortaya çıktığını belirtti.
   İki liderin görüşmesinin gündeminde, yatırımlar, enerji, savunma, teknoloji, Güney Kıbrıs’ın vize muafiyet programına dahil olması ve geçtiğimiz hafta tamamlanan 1’inci Stratejik Diyaloğun sonuçlarının bulunduğunu ifade eden Letimbiotis, ABD’nin, Kıbrıs sorununun çözümü için sarf ettikleri çabalara bağlılığını teyit ettiğini, ayrıca iki toplumlu iki bölgeli federasyon çerçevesinden açıkça söz etmesinin de yürüttükleri çabalara yönelik güven oyunu teşkil ettiğini belirtti.
  Haravgi gazetesine göre Letimbiotis açıklaması çerçevesinde, Güney Kıbrıs ile ABD arasındaki Stratejik Diyaloğun, ileriki aylarda ete kemiğe bürüneceğini, Amerikalı teknokratların, aralık ayı içinde Güney Kıbrıs’ı ziyaret etmesinin de beklendiğini söyledi.
   Letimbiotis, Amerikalı teknokratların, nihai değerlendirmelerde bulunacağını belirtirken 2025 yılının ilk aylarında da giriş vizesi muafiyeti programına dahil olmayı planladıklarını da ifade etti.