Fatih’ten sonra Yavuz sondaj gemisinin bölgeye gelmek üzere yola çıkması, Güney Kıbrıs’ta gündemin ilk sıralarına yerleşti.
 Politis gazetesi, konuyla ilgili haberi  “Türkiye Blöf Yapmıyor… Yavuz Karpaz’a Gidiyor” başlığıyla aktardı.
   Haberde Komisyon’un ve Avrupa Dış Eylem Servisi’nin, Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri nedeniyle Türkiye’ye karşı benimsenebilecek tedbir seçeneklerini hazırlamaya çağrılmasının artık Avrupa Konseyi düzeyinde benimsenerek resmîleştiği” ancak bunun için bir tarih belirlenmediği kaydedildi.
Liderler Zirvesi sonuç bildirgesine “hedeflenen tedbirler” ifadesinin girmesinin de “daha güçlü ve somut” addedildiğine dikkat çekilen habere göre Avrupalı liderler Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’de süregelen eylemlerini güçlü şekilde kınadı ve Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’de sondajın arifesinde olmasından yoğun kaygı belirtti.
   Avrupa Konseyi Türkiye’yi “itidale”, Güney Kıbrıs’ın “egemenlik haklarına saygılı olmaya, bu tür eylemlerden uzak durmaya” çağırdı ve “bu tür eylemlerin Türkiye-AB ilişkilerinin bütün aşamasına doğrudan, ciddi olumsuz etkileri olacağı” uyarısında bulundu.
Bildirgede, Türkiye’ye karşı benimsenebilecek tedbirler listesinin de “gecikmeksizin hazırlanması gerektiği, AB’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleriyle ilgili gelişmeleri yakından takip ettiği, uygun cevabı da Rum yönetimiyle tam dayanışma içerisinde vermeye  hazır olduğu belirtildi.
Sonuç bildirgesine giren ifadelerin “çok önemli ve olumlu” olmasına karşın  bazı “gri noktaları” da bulunduğuna dikkat çekilen haberde  “kararlar alınmasına dair bir takvim konusunda zafiyet var ve diplomatların, konunun temmuz ayı içerisinde gözden geçirilmesine dair değerlendirmeleri ile ‘gecikmeksizin’ ifadesi dışında tedbir seçenekleri listesinin oluşturulması  konusunda da somut bir tarih bulunmadığına vurgu yapıldı.
   Gazete Türkiye’ye uygun mesajların verilmesi hedefiyle  18 Haziran tarihli sonuç bildirgesi ile “aynı sert üsluba sahip” olan dün akşamki bildirgenin elde edilmesinin de kolay olmadığına dikkat çekti. 
   Avrupa Konseyi’nde zor bir savaş verildiğini, Almanya ve Hollanda’nın Türkiye’ye karşı üslubun sertliğine itiraz ettiğine dikkat çeken gazete “basit sözlü bir kınama değil, Türkiye’yi faaliyetlerine son vermek zorunda bırakacak bir karar” isteyen Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın müdahalelerinin, sonuç bildirgesinin benimsenmesinde etkin olduğunu yazdı.