Kıbrıslı Türk Mediha Piro Azer’in, karma evlilikler konusunda Avrupa Birliği’ne gönderdiği mektupta, Rum Yönetimi’nin şikayet edildiğini yazan Kathimerini gazetesi “hukuk savaşının’ başladığını bildirdi.
Kathimerini gazetesi; Azer’in sunduğu dilekçenin geçen pazartesi günü Avrupa Parlamentosu Dilekçeler Komitesinde ele alındığını belirterek; yapılan konuşmaların ardından komite başkanının dilekçeyi açık bırakma kararı aldığını, aynı zamanda Rum Yönetimine mektup gönderileceğini ve konuyla ilgili izahatlar isteneceğini vurguladı.
Haftalık yayımlanan Kathimerini gazetesi, Kıbrıslı Türkler ile Türkiye Cumhuriyeti kökenlilerin karma evliliklerinden doğan çocuklara Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından vatandaşlık verilmesi talebiyle ilgili olarak Avrupa Birliğine (AB) çok sayıda şikayet gittiğini, bu durumun ise Avrupa Komisyonu’nun konuyu kapsamlı bir şekilde analiz etmesine, aynı zamanda bir uzman görüşü yayımlamasına yol açtığını yazdı.
Gazete, dikkate aldıkları Hukuk Dairesi uzman görüşünün “Komisyon’un bu konuya müdahale edemeyeceğini, çünkü AB’nin işleyişine ilişkin antlaşmanın kendisine vatandaşlık konularında bir kurallar çerçevesi belirleme imkanı vermediğini, öte yandan AB mahkemesi içtihat hukukunun bir üye devletin vatandaşlığının kazanılması değil fakat kaybedilmesi konularında tükendiğini” açıkça ortaya koyduğuna da işaret etti.
Gazeteye göre “konuyla ilgili bilgisi bulunan AB’den bir kaynak” açıklamasında “böyle bir durumda tartışmanın başlangıç noktasının artık karma evliliklerin çocukları olmayacağı gibi muhtemelen Kıbrıslı olmayan/yerleşik ebeveynler de olmayacağını ve birçok yerleşiğin kategorisinin yasallaşması için daha kapsamlı bir şey olacağını” öne sürdü.
AB iç hukuku ne diyor?
Kıbrıs Türk dernekleri ile organize gruplarının “Türk tarafının toleransıyla” harekete geçmesinin, Avrupa Komisyonu’nun Hukuk Dairesinin tüm olguları gerek AB mahkemesi içtihat hukuku, gerekse AB antlaşması ışığında analiz etmesine yol açtığını yazan gazete, “güvenilir bir kaynağa” dayanarak\ Komisyon’un uzman görüşünün, vatandaşlık verilmesiyle ilgili olarak iki sebepten ötürü Rum kesimine yönelik her müdahale açısından engelleyici olduğunu belirtti, bunlara kısaca şöyle yer verdi;
1. Antlaşmalara göre Avrupa Komisyonu, üye devletlerin vatandaşlık vereceği veya geri alacağı düzenleyici bir çerçeve meydana getirmek için yetkiye sahip değildir. Prensip olarak vatandaşlık konuları üye devletlerin yetkisindedir.
2. Avrupa mahkemesi, bunun Avrupa hukuku çerçevesi içerisine girdiğini düşündüğünden, yalnızca ve tek olarak bir üye devletin vatandaşlığının kaybedilmesi davalarıyla ilgilenir. Mahkeme üçüncü bir ülke vatandaşı veya herhangi bir vatandaşlığı olmayan bir kişinin bir üye devletin vatandaşlığını elde etmesiyle ilgili davalarla ilgilenmez.”