Hristofyas hükümetinin Sözcüsü, AKEL parti meclisi üyesi Stefanos Stefanu, Kıbrıs sorununun çıkmaza girmesi olasılıklarının kuvvetli olduğuna dikkat çekerek, Rum lideri Nikos Anastasiadis’e “dikkatli ol” çağrısında bulundu.
Çıkmazın sorumluluğunun Rum tarafına yükleneceğini söyleyen Stefanu, bunun bertaraf edilebilmesi için müzakerelerin 2012’de kaldığı yerden devam etmesini önerdi.
Müzakerelerin ikinci aşamasının tamamlandığı hatırlatılarak bu aşamanın sonuçları ve müzakerelerin bundan sonraki süreciyle ilgili değerlendirmesi sorulan Stefanu, sonuçların olumsuzluğuna dikkat çekti ve Anastasiadis’in izlediği taktikle sonucun böyle olacağının ta baştan belli olduğunu iddia etti. Stefanu şöyle dedi:
“Müzakerelerin üçüncü aşamasında –eğer girersek- Başkan’ın taktik değiştirmesi gerek. Müzakerelere, Mart 2012’de bıraktığımız yerden devam etmemizi ve görüş birliklerinin değerlendirilmesini istemeli. Sayın Eroğlu reddederse, kendi kendini çürütecek ve uluslararası camiaya karşı, aslında kastettiklerinin bütün bu süre boyunca söyledikleri olmadığı, sadece blöf yaptığı ortaya çıkacak. Bizim açımızdan birinci öncelik Kıbrıs sorununun çözülmesidir, sorumluluk yüklenmesi değil. Ancak bir çıkmaza varırsak, çıkmazın sorumluluğunun bize yükleneceği ihtimali bizi ciddiyetle düşündürmeli. Olgular böyleyse, bir çıkmaza varırsak, korkarım sorumluluğu bize de yüklenecek. Bu da yeni sorunların ve yeni maceraların başlangıcı olacak.”
Üç ana başlık
Stefanu’ya, Anastasiadis’in bu kadar ay müzakereden ve onca konuşulandan sonra her şeyi iptal etmesinin kolay mı olduğu soruldu. Şu anda içerisinde bulunulan durumun, görüşmelerle çözüme ulaştıracak ön şartları yaratmak yerine anlaşmazlıkların arttığını saptayacak olan BM’nin de genel olarak uluslararası camianın da alkışlayacağı bir durum olacağını savundu, şunları söyledi:
“Sayın Anastasiadis müzakerelerdeki gelişmelerin olumsuzluğuna atıfta bulunarak varılan görüş birliklerinin, Yönetim, Ekonomi ve Avrupa Birliği başlıklarındaki görüş birliklerinin korunmasını isteyebilir. Bu şekilde diğer ana üç başlık olan Toprak, Mülkiyet ve Garantiler ve Güvenlik başlıkları üzerinde odaklanabiliriz. Bu şekilde Kıbrıs sorununun çözüm yolunu açabiliriz. Hatırlatayım ki, Ortak Açıklama’da uzlaşılmayan konularda, bağlantılı görüşme olacağı söyleniyor. Dolayısıyla halen uzlaşılan konular olduğu ve geriye kalanlar üzerinde odaklanılması gerektiği algısı mevcut. Anlaşıldığı kadarıyla BM, çeşitli açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla müzakerelerin kazanımlarının korunması ve sonrakilere ilerlememiz gerektiği görüşündedir. Anastasiadis BM’nin bu görüşüne cevap vererek memnuniyetle karşılanacak.”
“Anahtar Türkiye”
Açıklamalarında, Türkiye’nin Kıbrıs sorunundaki rolüne de değinen Stefanu, özetle şunları söyledi:
“Çözümün anahtarı Türkiye’dedir. Bu nedenle her zaman bu ülkedeki gelişmeleri dikkatle incelemeliyiz. Sayın Erdoğan, son zamanlarda yaşadığı çeşitli sorunlara rağmen çok güçlü olmaya devam ediyor ve bu cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanacak. Kıbrıs sorunu Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yönetiliyor ve bazı ezeli tezleri var. Türkiye’nin Kıbrıs sorunundaki tezini asla değiştirmeyeceğini söyleyenler var. Bu tez benimsenirse, Kıbrıs sorununu çözmek için çabalamaya devam etmemiz için bir neden kalmıyor çünkü çözüm Türkiye’nin de rızasını gerektirir. Tavır değiştirmezse de Kıbrıs sorunu çözülmeyecek”.
Güncelleme Tarihi: 04 Ağustos 2014, 09:52