Güney Kıbrıs’ın iktidar partisi DİSİ Başkanı Averof Neofitu Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Mont Pelerin’de “çıkmazların aşılması, kutsal kurtuluş anının gelmesi ve bölünmüş vatanın yeniden birleştirilmesi için milli bir savaş vermekte olduğunu” iddia etti, “savaşta kaybettiğim toprağı geri almak milli yatırımdır” dedi.
Fileleftheros Neofitu’nun dün İngiliz Yüksek Komiseri Mathew Kidd’le İsviçre müzakereleri ve Toprak konuları odaklı bir görüşme yaptığını yazdı.
Habere göre görüşme sonrasında basına açıklama yapan Neofitu İngiltere’nin, müdahil tarafların kendisinden talep etmemesi halinde, Kıbrıs’ta garantör güç kalmak istememesini kutladı, Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın 1960 garanti sisteminin devamını istemediğini söyledi.
Neofitu Kidd’in, İngiltere hükümetinin “çözümle birlikte Ada’daki iki İngiliz üssünün (üs bölgesi dâhilindeki toprağın) en azı yüzde 48’ini Kıbrıs devletine vereceği” tezini yinelediğini belirterek bahsedilen miktarın, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” toprağının yüzde 1,5’ine tekabül ettiğini açıkladı.
100 bin kişi dönecek
Rum tarafının; kıyı şeritleri konusunda orantılı ve adil bir düzenlemeyi de dikkate alarak 100 bin Rumun geri dönmesine olanak tanıyacak, önemli oranda toprağın Rum idaresine verilmesi ve kutsal yerleri kullanma hakkı ile bu yerlerin her iki toplum tarafından yönetilmesi tezlerini yineleyen Neofitu “Toprak’ta görüş birliği sağlanmasını umuyorum” dedi.
Neofitu Mont Pelerin görüşmelerine de atıf yaptığı açıklamasında, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “çıkmazların aşılması, kutsal kurtuluş anının gelmesi ve bölünmüş vatanın yeniden birleştirilmesi için milli bir savaş vermekte olduğunu” iddia etti. İç cepheye de mesaj veren DİSİ Başkanı “çatışmak yerine uluslar arası topluma, birleşik Kıbrıs halkının Kıbrıs sorununun çözümü için milli çabaları desteklediği mesajı verilse daha iyi olur” şeklinde konuştu.
Çözümün ekonomi parametresine de değinerek “doğru bir çözüm ekonomiye, çift haneli ekonomik kalkınma hızı ile özel bir ivme katacak” diyen Neofitu, çözümün maliyetinden söz edenlere hitaben “aksine büyük yatırım fırsatları olacak” ifadesini kullandı ve “Savaşta kaybettiğim toprağımı geri almak milli bir yatırımdır” vurgusunu yaptı.
Eleni tepkili
Gazete Dayanışma Hareketi Başkanı Eleni Theoharus’un ise Neofitu’nun aksine “İsviçre’ye, Türk tarafının çözüm şekli ve içeriği konusunda bugüne kadar geçerli olanlardan farklı bir şey götürülmedi” dediğine dikkat çekti.
Habere göre “müzakerelerde her şeyin bizi ne kadar ayırdığı, geriye kalanın sadece, bu hikayeyi kapatmak için işgal ordusunun ne kadarının kalacağında uzlaşmamız olduğu gün gibi ortada” diyen Theoharus Anastasiadsi’i, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın New York’ta söylediklerini harfiyen takip etmekle suçladı. Theoharus “Bugün görüşülmekte olan iki bölgeli iki toplumlu federasyon değil, mutlak bağımlılıktır ve işgal bölgelerini entegre edip ikinci yıl Kıbrıs’ın tamamını almanın aksine, Türkiye’nin Kıbrıs’ın tamamını direkt kontrolü altına almasıdır” dedi.
Theoharus “anlaşma taslağının ve bu çözümün, bugüne kadarki müzakerelerin de bir şekilde doğruladığı omurgasının, iyileştirme kabul etmediğini” savundu ve “Bir adım daha ileri gidilirse, geri dönüşü olmayacak. Çözümün ilk saniyesinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliği ikiye bölünecek. Ondan sonra, egemenliklerini alır ve kaçarlarsa onları kim kontrol edecek?” iddiasında bulundu.
EDEK ise çözümün maliyetinden endişe belirtti ve AB’nin Güney Kıbrıs’taki ofisini, Türk Lirası’nın geçici bir süreliğine tedavülde kalacağına ilişkin senaryoların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı sorusuna cevap vermeye çağırdı.
“Çözümün maliyeti, kapsamlı çözümün ayrılmaz bir parçasıdır. Ekonomik sürdürülebilirlik olmadan hiçbir çözüm sürdürülebilir olmaz” diyen EDEK şunları da ekledi:
“Dahası, şu ana kadar uzlaşılanlar kurulacak devleti, 3 hükümetli, 3 kamu hizmeti, 4 parlamento organı olan yönetim şekliyle, işleyemez kılıyor. Bu, en baştan netleştirilmez ise böyle belirsiz bir ekonomik ortamı olan Kıbrıs’a hangi yatırımcı yatırım yapmaya karar verecek? Başkan Anastasiadis ve çalışma arkadaşları, istenilen çözüm şeklinin ekonomik etkilerine dair bir değerlendirme yapılmadan kapsamlı anlaşmaya çok yakın olunduğunu söylüyor.”
Güncelleme Tarihi: 10 Kasım 2016, 06:49