Crans-Montana’daki Kıbrıs Konferansı’nın başarısızlıkla sonuçlanması Rumları ikiye böldü. Milliyetçi kanat, Birleşmiş Milletler’in utumunu eleştirirken, özel danışman Eide’nin kovulmasını istiyor. Komünist AKEL ise Türkiye’nin adadaki pozisyonunun güçlenebileceğini iddia ediyor.
Politis gazetesi “İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon Perdesi Kapandı…” başlıklı haberinde Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafından, artık önüne B planını koyduğunu, iki bölgeli iki toplumlu federasyon hedefini terk ettiğini savundu.
Gazete, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Kıbrıs sorununa çözümün artık BM parametreleri dışında aranması gerektiği ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın federasyon çözümünün mümkün olmadığı ve Kıbrıs Türk toplumunun, Türkiye’nin de yardımıyla, uluslararası ilişkilerini iyileştirmeye devam edeceği açıklamalarını öne çıkardı.
Prosedürün sonlandığını “Kuzey’deki ve Güney’deki Kıbrıslılar için her şeyin iyi olmasını dileyen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de ilan ettiğine vurgu yapan gazete, “Bu ifade, artık daimi görülmeye başlayan bir ayrıma gönderme yapıyor” ifadesini kullandı.
Alithia “Senin Suçun – Senin Suçun!.. İki Taraf Arasında Crans-Montana Çöküşü Konusunda Karşılıklı Suçlamalar Başladı” başlıklı manşet haberinde Crans-Montana’daki “dramatik çöküşün ardından, Türk ve Yunan yetkililerin birbirlerini suçlayan açıklamalar yapmaya başladığını yazdı.
Buzdolabına girdi
Rum tarafının, çöküşün nedenini Türk tarafını Garanti Antlaşması’nın, Türkiye’nin müdahale hakkının ve Ada’da asker kalmasındaki ısrarına bağlarken, Türk tarafının da Rum tarafının sıfır garanti ve sıfır asker ısrarı olduğunu söylediğine işaret eden gazete, “resmi olarak yeni inisiyatifler için çaba harcanacağı söylense de genel kanaat Kıbrıs sorununun, başkanlık seçimleri nedeniyle buzdolabına girdiğidir” ifadesini kullandı.Gazete, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın dün düzenlediği basın toplantısında söylediklerinin ana hatlarını “Mustafa Akıncı: Benim Jenerasyonun Son Çabası… Kıbrıslı Türk Lider Konferansın Türk Askeri Sayısında ve Güvenlik Konusundaki Anlaşmazlık Yüzünden Başarısızlığa Uğradığı Gerçek Değil” başlık ve spotları altında aktardı.
Partilerin tepkileri
AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu, Crans Montana’dan çıkan sonucu “hayal kırıcı ve olumsuz” diye niteledi ve Kıbrıs sorununun çözüm çabalarının başarısızlığının “fiili işgal durumunu idame ettirdiği” görüşünü ortaya koydu.
Stefanu, “Konferansın sonuçlarıyla ilgili üçüncü tarafların, özellikle de BM’nin ne yazacağı çok önemi ve kritiktir” vurgusunu yaptı. Stefanu “Olumsuz gelişmelerin bertaraf edilmesi için ilerici Kıbrıslı Türklerle işbirliği kurulması şarttır” dedi.
DİSİ Basın Sözcüsü Prodromos Prodromu “Anastasiadis İsviçre’de büyük bir milli çaba harcadı. Bu çabanın zirve noktasını da istenenin, Kıbrıs’ın üçüncü tarafların işgal, garanti ve müdahale hakkı olmayan normal bir devlet yapmak olduğunu BM Genel Sekreteri’nin kabul etmesidir” diye konuştu.
DİKO Basın Sözcüsü Athos Andoniadis Kıbrıs sorununda yeni bir strateji uygulanması gerektiği görüşünü tekrarladı. Andoniadis, kapsamlı durum değerlendirmesi yapmak, KKTC’nin yükseltilmesi veya tanınması yönündeki eylemlerini göğüslemek ve bertaraf etmek için Rum Ulusal Konseyi’nin toplanmasını istedi.
Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in ve hükümetinin “Güvenlik Konseyi’ne başvurarak BM’den, hakemlik ve sunulan öneriler arasında köprü kuruculuk rolünü terk etmesini Uluslararası Hukuk ve BM kararları temelinde Kıbrıs sorununun çözüm hükümlerini ileri götürmesini talep etmesi gerektiği” görüşünü ortaya koyan EDEK, Anastasiadis’in, Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin uzaklaştırılmasını resmen talep etmesi gerektiğini öne sürdü.
Vatandaşlar İttifakı, Türkiye’yi “Kıbrıs sorununun çözüm çabalarını daha konferans başlamadan çöküşe sürüklemekle” suçladı.
Dayanışma Hareketi de Anastasiadis’ten “her yöntemi kullanarak uluslararası unsurun, yazılı sunduğu önerinin artık hiçbir geçerliliği kalmadığını açıkça anlamasını sağlamasını” istedi.
Güncelleme Tarihi: 09 Temmuz 2017, 11:32