banner564

Özel görüşme planı yok

Akıncı, Anastasiadis ve garantör ülke yetkilileri BM Genel kurul toplantısına katılmak için Eylül ayında New York’ta bulunacak

Özel görüşme planı yok
banner598

   Kıbrıs sorununa müdahil tarafların tümünün, Eylül ayının son 10 gününde New York’ta bulunacağı, fakat müdahil tarafların hepsinin Eylül ayında New York’ta bulunacak olmasının, müzakerelerin yeniden başlamasını öngörmediği belirtildi.

   Fileleftheros gazetesi “Hepsi New York’ta Olacak- Kıbrıs Sorunundaki Müdahillerin Varlığı Müzakerelerin Yeniden Başlamasını Haber Vermiyor” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı arasında ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasında New York’ta bir görüşme yapılmasının ise, olumlu bir gelişme olabileceğini kaydetti.
   Fakat bunun da tek başına müzakerelerin yeniden başlaması anlamına gelmeyeceğini yazan gazete, “Lefkoşa’daki diplomatik kaynakların, iki liderin de New York’ta bulunacağı eylülün son haftasında, BM Genel Sekreterinin ayrı görüşmelerin haricinde, ortak bir görüşme yapılması için girişimde bulunmasını ise ihtimal dışında bırakmadıklarını” belirtti.
    “Aynı çevrelerin, iki liderin görüşmesinin tek başına müzakere masasına dönüş anlamına gelmeyeceğine işaret ettiklerini” kaydeden gazete, gelişmelerin gidişatının, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un müdahil taraflarla gerçekleştireceği temasları tamamlamasıyla birlikte, Guterres’e vereceği mesajlara bağlı olacağını vurguladı.
    Bilindiği üzere, geriye Lute’un Londra, Atina ve Brüksel’e yapacağı ziyaretler kaldığını ifade eden gazete, ortaya çıkabilecek üç olası sonucu kısaca şöyle sıraladı;
   “Birincisi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in iki lideri çağırıp, kendilerini Lute’un değerlendirmelerine göre, müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmesi olanaklarının neredeyse olmadığı konusunda bilgilendirmesi, akabinde liderleri durumu gözden geçirmeye devam etmeye çağırması ve müzakere masasına dönmeye hazır oldukları konusunda anlaştıkları zaman, bunun hakkında kendisini bilgilendirmeleri.
   İkincisi, BM Genel Sekreterinin müdahil tüm taraflarla ayrı ayrı görüşüp, iki liderle ortak görüşmeden kaçınması ve (BM Genel Sekreterinin) ayrı yapılacak bu görüşmeleri, Kıbrıs sorunundaki kendi mesajlarını vermek ve özellikle (taraflardan) müzakerelerin yeniden başlaması çabalarını sürdürmelerini istemek için kullanması.
    Üçüncü ise, müzakerelerin yeniden başlamasının kolaylaştırılması için, Türk tarafının taleplerinden bazılarını memnun edecek şekilde hareketlerde bulunulması. Bu ise, Crans Montana’da bildiğimiz şekilde olguların değişmesi anlamına geliyor.” 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473