Avrupa Birliği’nde (AB) özerk hale gelmesini arzu ettiği iddia edildi.
    Fileleftheros Gazetesi, edindiği bilgilere dayanarak, Türkiye’nin, Eroğlu-Anastasiadis tarafından yapılan ortak açıklama metninden faydalandığını ve Brüksel’den, Kıbrıs Türk toplumu ile çözüm olsa da olmasa da, özerk bir ilişki kurulmasının garanti altına alınmasını talep ettiğini öne sürdü.
   Gazete, bu doğrultuda, Türk diplomasisinin ortak açıklamanın üç unsurundan faydalandığını belirterek özetle şöyle devam etti:
   1- Oluşturucu devlet ‘tabelası’. Kıbrıs Türk toplumu, bu ‘tabelayı’, Kıbrıs sorunu çözülse de çözülmese de, sonsuza dek garanti altına aldığını iddia ediyor.
   2- Tek egemenliğin her iki toplum tarafından eşit şekilde neşet edilmesinin kabul edilmesi. Bu noktada, AB yetkililerine, ‘Kıbrıs Rum tarafının gelecekteki ortak devlet KKTC’yi, egemenlik kaynağı olarak kabul ederse, AB üyesi ülkelerle Komisyon, Kıbrıslı Türklerin durumunu nasıl görmezden gelecek?
   3- Artık yetkilerin iki oluşturucu devlet tarafından kullanılacak olması da bir önceki maddenin güçlendiricisidir.

Brüksel’den neler istendi?
   Fileleftheros’a göre Türk tarafı, Brüksel’den şu taleplerde bulundu:
   1- Brüksel tarafından, Kıbrıs Türk oluşturucu devletteki mekanizmanın, yani teknokratların ve kamu görevlilerinin AB normlarına uyum sağlayabilmesine yönelik eğitimi için ek ödenek sağlanması (Kıbrıs Türk toplumuna halihazırda yapmakta olduğu yardımın dışında),
   2-Kıbrıs Türk oluşturucu devletinin Avrupa Parlamentosu’ndaki temsilciliğinin başlatılması. Bu kapsamda Türk tarafı Brüksel’den, bu konunun güven Yaratıcı Önlem olarak tesis edilmesine yönelik Rum tarafına müdahalede bulunmasını istedi. Bu konu, Türk diplomasisince yalnızca perde gerisinde değil, siyasi düzeyde de resmen, sözde Dışişleri Bakanı Özdil Nami tarafından da gündeme getirildi. Nami, bu çerçevede bazı formüller beklediğini ima ederek, bu konuda Kıbrıs Rum tarafıyla görüşme yapıldığı izlenimini yarattı.
   3-AB ile Kıbrıs Türk oluşturucu devlet arasında doğrudan ticaretin başlamasının garanti altına alınması. Çözüm olması durumunda, bu anlaşılırdır, ancak süreç olumlu bitmezse, Türk tarafı işgal bölgelerinin Tayvanlaştırılmasını güvence altına almış olacaktır.
   4- Avrupa başkentleriyle Kıbrıs Türk oluşturucu devleti arasında doğrudan uçuş başlatılması. Bu da çözüm olması durumunda anlaşılırdır. Eğer çözüm olmazsa, Ankara, Komisyon’un da ilerleme raporunda öngördüğü üzere bir ‘operasyonel çözümün’ garanti altına alınmasını istemektedir.
   5- AB tarafından Kıbrıs’taki doğalgaz yataklarından elde edilecek kazancın, Kıbrıs sorununun çözümünden bağımsız olarak, her iki oluşturucu devletin menfaatine olacak şekilde dağıtılması.”