Avrupa Birliği’nin (AB) Avrupa’daki Romanları konu alan bir raporunda, 90’lı yılların sonunda KKTC’den kitleler halinde Güney Kıbrıs’a giden Çingenelerin, ırkçılığı ve toplum tarafından dışlanmayı çok yoğun şekilde yaşadıkları belirtildi.
Fileleftheros “Kıbrıslı Romanlar Irkçılığı Yaşıyor... Çadırları Yok Ama Derme Çatma Evlerden Oluşan Kamplarda Yaşıyorlar” başlıklı haberinde AB’nin Avrupa’daki Romanların yaşam ve sağlık koşullarıyla ilgili raporunda, Rum tarafında yaşayan Romanların (Çingene) derme çatma evlerden oluşan kamplarda veya Kıbrıslı Türklerden kalan evlerde izole halde yaşadıklarına işaret edildiğini yazdı.
Önyargı hakim
Çingenelerin 90’lı yılların başında kitleler halinde KKTC’den Rum tarafına gittiklerini hatırlatan gazete, AB raporunu kaynak göstererek “o zamandan beri ırkçılığı ve yerel toplum tarafından dışlanmayı çok yoğun yaşadılar” ifadesini kullandı. Gazete AB raporunda Güney Kıbrıs’ta yaşayan Romanların sağlık ve yaşam şekli açısından Avrupa Romanlarından farklı olduklarını, “Kıbrıs Türk toplumuna mensup olmaları dolayısıyla” Rum tarafında bedava sağlık hizmeti aldıkları” saptaması bulunduğunu yazdı ve “Ana sorunları, okullarda dahi kendilerine önyargılı olunması ve ırkçılık yapılmasıdır” diye ekledi. Gazete, haberinin “Eğitimcilerden Önyargı” başlığıyla ayırdığı bölümünde ise şu detaylara yer verdi:
“Romanlarla ilgili Avrupa araştırmasında Avrupa Komisyonu’nun 2011 tarihli ırkçılık karşıtı raporuna yer veriliyor. O raporda, gerek Roman, gerek Kıbrıslı Türk çocukların belirli okullarda toplandıklarından söz ediliyordu. Raporda bu durum, ikamet ettikleri bölgedeki okullara gidiyor olmalarına verildi.
Normal eğitim alamıyorlar
Söz konusu iki okulda yapılan son öğrenci nüfusu sayımı, eğitimcilerin Roman çocukların farklılıklarına yeterli anlayış göstermediğini, bunun da öğrencilerin okullarda normal eğitim görmelerini zorlaştırdığı saptandı. Bu durumun, devletin bu çocuklara yemek, okul üniforması ve okul araç-gereci vermesinin ardından ilkokullarda iyileştiği gözlemlendi.
Roman çocukların orta eğitim okullarındaki varlığı, nüfusun geriye kalanına oranla çok düşük düzeydedir.
İstihdam açısından incelendiğinde, bu insanların yeterli eğitime sahip olmamaları nedeniyle çoğunlukla çalışma hayatı dışında kaldığı görülüyor. İstihdam edilmelerinin önündeki en büyük engel, işverenlerin istediği Yunanca veya İngilizce bilmemeleridir. Raporda devletin, İngilizce konuşanlara istemeleri halinde Yunanca eğitimi sağladığı da belirtiliyor.”
Güncelleme Tarihi: 09 Eylül 2014, 09:38