Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Alihtia İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Türkiye ziyareti, Rus ve Ukrayna Dışişleri bakanlarının Türkiye Dışişleri Bakanı arabuluculuğunda Antalya’da görüşmesi ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Fon der Leyen ve ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmelerine dikkat çekti.

   Haberde Rum ve Yunan hükümetlerinin Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşmayı takip ettiği ve gelişmekte olan yeni jeopolitik sahneyi okumaya çalıştığı, Güney Kıbrıs –Yunanistan -İsrail ilişkilerine ve Türkiye-İsrail kardeşlik ilişkilerine vurgu yaptığı ünlemle kaydedildi. Bu nedenle Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yarın İstanbul’da yapacağı görüşmenin ve sonuçlarının büyük merakla beklendiği eklendi.
   Fileleftheros “Jerusalem Post” isimli İsrail gazetesinin dünkü sayısını kaynak göstererek Türkiye’nin hareketlerinin, İsrail’in Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile “birincil ve öncelikli olarak enerji alanına dayanan ilişkilerini bozma hedefi taşıdığını” yazdı.
   Gazeteye göre, haberde EastMed boru hattı projesinin Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail’in Avrupa’nın enerji güvenliği için alternatif olmasına yardımcı olacakken ABD’nin bu projeden vazgeçmesinin, müdahil ülkelerin de projenin önemi konusunda ciddi kuşku duymasına yol açtığına işaret edildi. Alternatif enerji kaynakları oluşturulması konusu gündeme geldiğinde ne Rum ne de Yunan hükümetinin AB’li ortaklarına EastMed konusunu daha gür şekilde anlatmama sebebinin de bu olduğuna işaret edildi.
   “Jerusalem Post” şu anda en zararlı çıkan tarafın, son dönemde EastMed projesi ile rafa kaldırmayı başardığı İsrail-Türkiye boru hattı kâbusunun canlanmakta olduğunu gören Güney Kıbrıs olduğuna işaret etti, Güney Kıbrıs’ın, bölgede yapılan jeostratejik hareketlere verecek cevabı olmadığını, Yunanistan’ın ise alternatif seçeneklere sahip göründüğünü yazdı, şu ifadelere yer verdi:
   “İsrail ise Erdoğan’ın dostluk atağına temkinli yaklaşsa da İsrail MEB’indeki 413 milyar metreküp enerji rezervleriyle ilgili olduğunu biliyor ve büyük miktarda doğal gazın Avrupa’ya Türkiye üzerinden nakledilmesi perspektifi oluşursa buna kayıtsız kalmayacağı kesindir.”