Yaklaşık iki buçuk yıl önce Mısır Havayolları şirketine ait iç hat seferini yapan uçağı kaçırarak Larnaka Havaalanı’na indiren Mısırlı hava korsanı Şerif Eldin Mustafa, Rum cezaevinde gördüğü işkenceye dayanamayıp, kendi isteği ile ülkesine iade edildiği bildirildi.
Rum cezaevindeki durumun kötü olduğunu belirten “Eşitlik, Destek ve Irkçılık Karşıtı Hareketi” (KİSA),bu duruma tepki gösterdi.
Alithia gazetesi Mustafa’nın, olayın yaşandığı 29 Mart 2016’da Rum polisince tutuklandığını belirterek, cumartesi günü, kendi rızasıyla, Interpol’le iş birliği içerisinde Mısır’a teslim edildiğini kaydetti.
Mustafa’nın Güney Kıbrıs’ta tutulduğu süre boyunca alışılmadık karakteri ve çelişkili talepleriyle sürekli sorunlar yarattığını belirten gazete, örneğin Mustafa’nın, kendi kendini yaralayarak kendisine kötü muamelede bulunulduğunu iddia ettiğini belirtti.
Mustafa’nın tutukluluk koşuları hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı üç başvurusunun reddedildiğini, ülkesine geri gönderilmesi durumunda tehlikelerle karşı karşıya olacağına yönelik sadece bir başvurusunun askıda beklediğini kaydeden gazete, Mustafa’nın kendi nedenlerinden ötürü, yakın zamanda avukat tarafından temsil edilmemeyi isteyerek, ülkesine geri dönmek istediğini dile getirdiğini aktardı.
Gazete, bu gelişmenin ardından AİHM’deki başvurunun geri çekildiğini ve böylece Mısır’a iade edilmesinin yolunun açıldığını belirtti.
Haberde, Mısır makamlarının, Mustafa hakkında yasal işlemlerin yapılacağı teyidinde bulunduğu da aktarıldı.
KİSA tepkili
Öte yandan Haravgi gazetesine göre Rum tarafındaki “Eşitlik, Destek ve Irkçılık Karşıtı Hareketi” (KİSA), Mustafa’nın kötü muameleye tabi tutulduğunu açıkladı.
Rum Merkezi Cezaevi Müdürlüğü’nün, Mustafa’nın, gerek KİSA, gerekse avukatı aracılığıyla yaptığı şikayetleri incelemeyi reddetmesi neticesinde tepki göstermekten vazgeçerek kendi arzusuyla Mısır makamlarına teslim edilmeyi istediğini belirten KİSA, Mustafa’nın insan haklarının ihlal edilmesinde Rum yönetimini sorumlu tuttu.
KİSA, Mustafa’nın Mısır’a iadesiyle temel haklarının ciddi bir şekilde ihlal edilmesi tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu da vurguladı.
