Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas, Rusya’nın Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olmaya hazır olduğunu belirterek, “Yeter ki Kıbrıs Rum hükümeti bunu talep etsin” dedi.
Haravgi’de yayınlanan habere göre, Andros Kiprianu başkanlığındaki AKEL heyetiyle birlikte Moskova’yı ziyaret eden Hristofyas, Limasol’da düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada Rusya’nın Kıbrıs sorununun BM çerçevesinde, Güvenlik Konseyi kararları ve iki toplum lideri arasındaki anlaşmalar temelinde çözülmesi gerektiği tezini desteklemeye tutarlılıkla devam ettiğini söyledi.
Hristofyas’ın, AKEL heyetiyle birlikte gerçekleştirdiği Moskova ziyaretini ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile 55 dakika süren görüşmesini anlattığı kaydedildi.
Hristofyas, Lavrov’un, “Kıbrıs sorununun çözümünün Kıbrıslıların sorumluluğu olduğunu açıkça belirterek, Rusya Federasyonu’nun uluslararası unsurun, birleşik Kıbrıs devletinin bağımsızlığını güvence altına alacak doğru çözüme yardımcı olmasına katkı koymaya hazır olduğunu” söylediğini belirtti.
Hristofyas, Lavrov’un, NATO garantörlüğünde çözüme veya Kıbrıs’ın NATO’ya üyeliğine rıza göstermesinin asla söz konusu olmayacağı net mesajını verdiğini söyledi. Hristofyas, Rum Yönetimi’nin, Rusya’ya yaptırımlar konusunda şu ana kadar Avrupa Konseyi’nde güttüğü tavrının Rusya’yı memnun ettiğine işaret etti.
Anastasiadis’e eleştiri
Hristofyas, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i “Kıbrıs ekonomisini zedeleyecek daha katı ekonomik yaptırımlar uygulanacaksa, hükümet telafi olarak AB’den ekonomik yardım talep edecek” yönündeki sözlerinden dolayı eleştirdi.
Dimitris Hristofyas, Anastasiadis’in Kıbrıs sorunundaki icraatlarını da eleştirdi. 2010’da kendisi ile 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasında varılan zemini “budayan” icraatlarda bulunulduğundan şikayet eden Hristofyas, şunları söyledi:
“Sayın Eroğlu’nun veya konfederasyon şemsiyesi altında iki devlet için çalışan bütün diğerlerinin ayağının altından toprak almak istiyorsak, başkanın 2010 görüş birliklerine geri dönme ve bunları tutarlılıkla savunma cesaretini bulması gerekir. AKEL’in ve solun desteğini istiyorsa, NATO’nun muhtemel garantörlüğüyle ilgili söylemlere son vermesi gerekir.”