Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan "yargı reformu" ülke genelinde kitlesel protestolar ve grevlere yol açarken, yaşanan siyasi gerilim ülke tarihinde “benzeri görülmemiş bir iç kriz” olarak değerlendiriliyor.
Başbakan Binyamin Netanyahu öncülüğündeki koalisyon hükümetinin tartışmalı yargı düzenlemesi nedeniyle İsrail, siyasi tarihinde tanık olduğu en büyük kaoslardan birine sahne oluyor.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın buradaki atamalarda söz sahibi olmasını öngören "yargı reformu", ülke genelinde 13 haftadır protesto edilirken, düzenlemenin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın görevden alınması, bardağı taşıran son damla oldu.
Gallant'ın ardından Netanyahu’nun partisi Likud milletvekilleri Yuli Edelstein ve David Bitan da yasa tasarısının durdurulması ve diyalog önerisinde bulundu.
Başbakan Netanyahu’nun Gallant'ı görevden alarak düzenleme konusunda geri adım atmayacağının mesajını vermesi, yüz binlerce İsrailliyi sokaklara döktü ve ülkedeki siyasi krizi derinleştirdi.
Hükümet karşıtı protestocular da başta Tel Aviv ve Batı Kudüs olmak üzere ülke genelinde meydanlara indi.
Göstericiler, Tel Aviv’de Ayalon Otoyolu'nu çift yönlü trafiğe kapatarak çeşitli noktalarda ateş yaktı. Batı Kudüs’teki eylemciler ise Başbakanlık konutuna yürüyerek polisle çatıştı. Netanyahu'nun partisi Likud'dan milletvekili ve bakanların evlerinin çevresinde de gösteriler düzenlendi.
Seferler durdu
Ayrıca ülke genelinde çok sayıda sektör ve meslek kuruluşu, hükümetin yargı düzenlemesine karşı grev kararı aldı.
İsrail’in en büyük işçi sendikası Hastadrut, Netanyahu'nun düzenlemeyi durdurduğunu açıklamaması halinde en kısa sürede genel greve gidileceğini duyurdu. Ülkenin en büyük uluslararası havalimanı Ben Gurion'da başlatılan grev nedeniyle seferler durduruldu.
Ülkedeki üniversiteler, İsrail Avukatlar Birliği, hastaneler ve sağlık çalışanlarının yanı sıra uluslararası restoran zinciri “McDonald’s” gibi özel firmalar ve alışveriş merkezleri de greve katıldıklarını ve iş bıraktıklarını açıkladı.
Haaretz gazetesi, ülkenin içinde bulunduğu durumu, “İsrail'in demokratik yönetiminin kaderini tehdit eden benzeri görülmemiş bir iç kriz” şeklinde değerlendirdi.