Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Saipem 12000 sondaj gemisinin Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği “Münhasır Ekonomik Bölgesi”ndeki (MEB) faaliyetlerinin durması konusunda yaptığı açıklamalar, Güney Kıbrıs’taki siyasi partilerin tepkisine neden oldu.
Fileleftheros gazetesinin haberine göre AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Guterres’in yaptığı açıklamalarda, “Türk tahriklerini” kınamaktan kaçındığı iddiasında bulunurken, Türkiye’nin “MEB” içerisindeki faaliyetlerinin “kabul edilemez, yasadışı ve kınanması gereken faaliyetler olduğunu” savundu.
Kiprianu, Guterres’in, sorunun çözülmesinin tek yolunun, Kıbrıs sorununun çözülmesi olduğu söylemine ise katıldıklarını söyledi.
EDEK Başkan Vekili Maria Vasiliadu, AB’ye ve BM’ye, Güney Kıbrıs’ın Türkiye-AB ilişkilerinin yükseltilmesine asla rıza göstermeyeceğinin bir kez daha bildirilmesi gerektiğini ifade etti.
“Türkiye’nin kışkırtıcılığının” sona ermesini beklemediklerini öne süren Vasiliadu, Türkiye’nin Afrin’deki operasyonunun da başarısız olduğu iddiasında bulundu.
Vasiliadu, AB ve BM’deki kurumlar nezdinde bu konuda girişimler başlatılması gerektiğini belirtti.
Vatandaşlar İttifakı ise, hükümete, konuyla ilgili faaliyetleri konusunda destek belirtirken, konunun bütünlüklü olarak incelenebilmesi ve ne yapılacağının belirlenebilmesi için Ulusal Konsey’in toplanması gerektiğini kaydetti.
Öneriler paketi hazırladıklarını belirten Vatandaşlar İttifakı, Ulusal Konsey toplanır toplanmaz, önerileri masaya koyacaklarını ifade etti.
Ekologlar-Vatandaşlar İşbirliği de, 3’üncü parseldeki engelleme girişiminin, Türkiye tarafından kasıtlı olarak yapıldığını iddia ederek, bu durumun sürpriz olmadığını ve uluslararası unsurların, durumu ılımlı açıklamalarla geçiştirmeye çalıştığını öne sürdü.
Dayanışma Hareketi ise Türkiye’ye mali ve kurumsal yaptırımlar uygulanması gerektiğini savunarak, AB Komisyonu’na, bu konuda herhangi bir yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı sorusunu yöneltti.
Güncelleme Tarihi: 16 Şubat 2018, 05:27